
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından organize edilen "Yeşil Büyüme ve İklim Politikaları Çalıştayı" Ankara’da toplandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Başkanlığı ev sahipliğinde, ’Yeşil Büyüme ve İklim Politikaları Çalıştayı’ toplandı. Ankara’da bir otelde düzenlenen çalıştayda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver ve İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar açılış konuşmalarını gerçekleştirdi.
Çalıştayın açılış konuşmasını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver gerçekleştirdi. Türkiye olarak İklim Değişikliği ile mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ile net bir irade ortaya koyduklarını ifade eden Suver, "2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Stratejileri ve Eylem Planları, Ulusal Katkı Beyanı, 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi gibi temel belgelerle net bir yol haritası belirledik. Ve bu hedef doğrultusunda enerjiden sanayiye, ulaşımdan atık yönetimine, tarımdan kentsel planlamaya kadar bütüncül bir dönüşüm sürecini başlattık" ifadelerini kullandı. "Kentsel ısı adalarını azaltmak için millet bahçeleri yapıyoruz"
Binaların çevre dostu inşa edilmesi, bulunduğu yerin coğrafi ve iklim özelliklerini taşıması için "Yeşil Bina ve Yerleşme Sertifika" sistemini hazırladıklarını ifade eden Suver, "Sanayicimiz, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumlu üretim yapsın, ihracatımız döngüsel ekonomi prensipleriyle büyüsün diye, Yeşil OSB ve Yeşil Sanayi Belgesi gibi mekanizmalarımızı hızlıca hayata geçirdik. Öte yandan sürdürülebilir bir çevre için, ülkemizin yüzde 13.30’unu ’Özel Çevre Koruma Bölgeleri’ olarak koruyoruz. Şehirlerimizdeki yeşil alanları arttırmak, kentsel ısı adalarını azaltmak için millet bahçeleri yapıyoruz. Bugüne kadar tamı tamına 77 milyon 355 bin metrekare alanda çalışma yaptık, 292 millet bahçemizi tamamladık, 242 bahçemizin de yapımı devam ediyor. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin liderliğinde yürütülen Sıfır Atık Hareketi sadece atık yönetimi ve döngüsel ekonomi alanında değil, aynı zamanda iklim kriziyle mücadelemize de önemli bir ivme kazandırdı. Şu anda Depozito Yönetim Sistemi’mizi 7 bölgemizde yaygınlaştırılmaya hazır hale getirdik. Biz bu sistemin yüzde 100 çalışmasını çok önemsiyoruz. Çünkü bu sistem sayesinde hem atıklarımızı ham madde olarak kullanacak hem de yıllık 500 milyon avroluk bir tasarruf yapacağız. Dikkatinizi çekmek isterim ki, biz sürdürülebilir yeşil büyüme prensiplerimizden hiçbir koşulda taviz vermiyoruz, vermeyeceğiz de. Asrın felaketini yaşadığımız 11 ilimizdeki uygulamalarımız, bunun en büyük kanıtıdır" şeklinde konuştu. "Yeşil dönüşümde lider olmak için var gücümüzle çalışıyoruz"
Deprem bölgesinde inşası biten 250 bin, inşası devam eden 203 bin konutun tamamının iklim dirençli, sıfır atık uyumlu ve çevre dostu olduğunu ifade eden Suver, "Yenilenebilir enerji payını artırıyor, enerji verimliliği projelerini destekliyoruz. Su kaynaklarının verimli yönetimi, biyoçeşitliliğin korunması ve şehirlerimizin iklim dirençliliğinin artırılması için kapsamlı projeler yürütüyoruz. Bu anlamda ekonomik kalkınma ile çevre sorumluluğunu birlikte yürütüyoruz. Türkiye’ye olarak; yeşil dönüşümde lider olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. İşte kısa sürede attığımız tüm bu adımlar, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum noktasındaki kararlığımızı açıkça ortaya koyuyor. Ancak tüm bunların yanında, Net Sıfır Emisyon hedeflerimizin yasal güvenceye kavuşması için çok önemli bir adıma, yani İklim Kanunu’na ihtiyaç vardı. Hamdolsun bu adımı da attık ve geçtiğimiz ay ülkemizin ilk İklim Kanunu, meclisimizden geçti. Biz, bu kanunla Türkiye’nin doğal kaynaklarını korumak, sanayisini güçlendirmek, tarımını sürdürülebilir kılmak, ihracatını geleceğe hazırlamak için çalışıyoruz. Bu kanunla yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim artacak, sanayicimizin dünyadaki rekabet gücü katlanacak, böylece hem doğamız hem de üretimimiz korunacak" dedi. "Uzun dönem stratejimizi 2 yılda bir güncellemeyi hedef olarak koyduk"
İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar yaptığı konuşmada iklim konusunun oldukça dinamik bir konu olduğuna, dinamik olduğu kadar teknolojisi de yenilenebilir bir alan olduğuna değindi. Hasar, "Uzun dönem stratejimizi 2 yılda bir güncellemeyi kendimize hedef olarak ortaya koyduk. Bir diğer konu uluslararası platformlarda, uluslararası mekanizmalarda ülkelerin ulusal katkı beyanlarını sunmaları gerekiyor. Ve 2023 yılında ulusal katkı güncellenmiş olan ulusal katkı beyanımızı sunduk. Bu yıl itibarıyla 2025, 2035 yıllarına yönelik olarak projeksiyonumuzu ortaya koyan ulusal katkı beyanımızla ilgili çalışmalarımızı model altyapısıyla, model mekanizmasını, modelleme altyapımızı güçlendirerek titizlikle çalışıyoruz" diye konuştu. "40 farklı iklim indisi ve 6 modelle bir çalışma başlattık"
Ülke olarak iklim sonuçlarına karşı çok kırılgan ülkelerden olduklarını ifade eden Hasar, "Bulunduğumuz bölge itibarıyla. Bunu göz önünde bulundurarak dünyada ilk kez bir çalışmayı gerçekleştirdik ve 2100 yılına kadar üç kilometreye kadar, üç kilometre çözünürlüğe ulaşan 2100 yılına kadar 40 farklı iklim indisi ve 6 modelle bir çalışma başlattık. Çalışmanın üç modelini tamamlamış bulunmaktayız. Geriye kalan üç modelini de ortaya koyduktan sonra yine karar mekanizması destekleriyle ülkemizin 2100 yılına kadar bütün riskleri etkilenebilirlikleri bütün sektörel bazda hem toplumsal hem şehirlerimiz hem ekonomimiz açısından değerlendireceğiz ve bunu dinamik bir yapıda siz değerli akademisyenlerimize kurum kuruluşlarımıza da bu çalışmayı açacağız" dedi. "İklim kanunu gelecek nesillere en büyük miraslarımızdan biridir"
Yeşil iklim finansmanının bundan sonraki süreçte önlerine gelecek en önemli konulardan biri olduğunu dile getiren Hasar konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Artık uluslararası finans akışlarının özellikle yeşil yatırımlara yönelik yürüyeceğinin farkındayız. Bunu bu güne kadar çıkarımlardan öğrendik. Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda birçok kıymetli çalışma çeşitli kurumlarca yürütülüyor. Bizim yürüttüğümüz bu çalışmalarda Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesi ve sizlerin değerli katkılarıyla destekleriyle taşlanıyor. Bu anlamda yerli ve milli değerlerimiz çerçevesinde çalışmaların yasal bir zemini oturtulması gerekiyordu. Tam bu noktada da Türkiye’nin ilk iklim kanunu bir kod kanunu olarak 9 Temmuz 2025’te Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 2 Temmuz 2025 tarihinde ise gazi meclisimiz tarafından kabul edilmiş bir kanun. Bu gelecek nesillere bırakabileceğimiz en büyük miraslardan biridir. Önemli bir karardı. Ve çok önemli bir kanundu. Ve bu kanunla ilgili olarak çok farklı yanlış algılar, dezenformasyonlar yapılmasına rağmen meclisimiz sahip çıkarak kanuna bu kanunun çıkmasına vesile oldu. Bunun için ben Sayın Cumhurbaşkanımıza, değerli milletvekillerimize, bakanlığımıza, bakanımıza, ilgili tüm kurum kuruluşlara en içten teşekkürlerimi sunuyorum."
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi