USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Atılan adımlar, uluslararası toplum için önemli bir ümit ışığını teşkil etmiştir"

TBMM BAŞKANI NUMAN KURTULMUŞ, PAKİSTAN ULUSAL MECLİSİ BAŞKANI SERDAR AYAZ SADIK'IN EV SAHİPLİĞİNDE "KARDEŞLİK BAĞLARININ KUVVETLENDİRİLMESİ: BÖLGESEL BARIŞ, GÜVENLİK VE REFAH İÇİN PARLAMENTER İŞBİRLİĞİ" TEMASIYLA BAŞKENT İSLAMABAD'DA DÜZENLENEN "AZERBAYCAN, PAKİSTAN VE TÜRKİYE ÜÇLÜ PARLAMENTO BAŞKANLARI TOPLANTISI"NIN AÇILIŞINDA KONUŞTU.

TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Atılan adımlar, uluslararası toplum için önemli bir ümit ışığını teşkil etmiştir"
13-10-2025 13:07

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "(İsrail ile Hamas arasındaki anlaşma) İki devletli çözümün aşındırılmaya çalışıldığı bir dönemde, bu adımlar, Filistin halkı başta olmak üzere uluslararası toplum için önemli bir ümit ışığını teşkil etmiştir. Aradan geçen iki yılın ardından, bugün Mısır’da imzalanacak ve inşallah kalıcı olmasını ümit ettiğimiz ateşkesin, Gazze’deki soykırımın durmasına, kalıcı bir ateşkesin sağlanmasına ve insani yardımın süratle ulaştırılmasına vesile olmasını ümit ediyorum" dedi.


TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Pakistan Ulusal Meclisi Başkanı Serdar Ayaz Sadık’ın ev sahipliğinde "Kardeşlik Bağlarının Kuvvetlendirilmesi: Bölgesel Barış, Güvenlik ve Refah için Parlamenter İşbirliği" temasıyla başkent İslamabad’da düzenlenen "Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Toplantısı"nın açılışında konuştu. Üç kardeş ülkenin Meclis Başkanlarını bir araya getiren bu önemli mekanizmanın üçüncü toplantısının, ülkeler ve bölge için hayırlı olmasını dileyen Kurtulmuş, karşılaşılan büyük sınamalar ve üç ülkenin ortak gündemleri dikkate alındığında, parlamenterler düzeyinde gerçekleştirilecek müzakere konularının oldukça yerinde olduğunu belirtti. Kurtulmuş, milletvekillerinin yapacakları görüş alışverişinin de yeni iş birliklerine imkan sağlayacağını ifade etti.


Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkileri tarif ederken "Bir millet iki devlet" dediklerini anımsatan Kurtulmuş, "Aslında Türkiye’nin aynı zamanda Pakistan’la da mükemmel ilişkileri söz konusudur. Eğer müsaade ederseniz ‘Bir millet üç devlet’ olarak bu mekanizmayı tanımlamak doğrudur" ifadesini kullandı.


"Terör tehditleriyle mücadeleye yönelik çabalara büyük önem atfediyoruz


Pakistan’da son dönemde meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybedenler için taziyede bulunan Kurtulmuş, şunları kaydetti:


"Uzun yıllardır terör belasıyla mücadele etmiş, çok sayıda vatandaşını teröre kurban vermiş bir ülke olarak acınızı yürekten hissettiğimizi bilmenizi isterim. Toplumları, şiddetle terbiye etmek, ülkelere korku ve tehditle istikamet belirlemeye çalışan teröre bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da geçit vermeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. Teröre karşı uluslararası düzeyde ortak bir duruş ve güçlü bir iş birliği şarttır. Bu çerçevede özellikle dış aktörler tarafından desteklenen terör tehdidine maruz kalan ülkelerin karşı karşıya bulunduğu zorluk ve tehditleri çok iyi anlıyoruz. Devletlerin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini hedef alan terör tehditleriyle mücadeleye yönelik çabalara büyük önem atfediyor ve bu mücadelede dayanışma içinde kararlı duruşumuzu burada da ifade ediyoruz"


Terörsüz Türkiye süreci


Türkiye’nin uzun yıllardır kendi savunma kabiliyetlerini ve imkanlarını geliştirerek sınırlarının hem içinde hem de ötesinde çok sayıda terör örgütüne karşı etkili ve başarılı bir mücadele yürüttüğünü belirten Kurtulmuş, TBMM’de de siyasi süreci katılımcı ve uzlaşmacı bir anlayışla devam ettirdiklerini kaydetti. Türkiye’de terör örgütünün silahlarını bırakacağını ilan etmesi üzerine TBMM’de dünyaya örnek olacak bir çalışmayı sürdürdüklerini ifade eden Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin bilgi verdi. Kurtulmuş, "İnşallah dünyada çatışma çözümleri anlamında ortaya çıkan örneklerin içerisinde en kısa sürede sonuca ulaşan ve başarılı olan bir örneği ortaya koyacağımıza yürekten inanıyorum" dedi.


"Yeni bir BM sisteminin kurulmasını, bütün bölgeleri temsil eden yeni bir mekanizmanın oluşmasını zaruri görüyoruz"


Güvenliği derinden etkileyen ekonomik, sosyal ve çevresel zorlukların yanı sıra küresel ölçekte çatışmaların, gerilimlerin arttığını, silahlanmanın da en üst seviyelere çıktığına şahit olunduğunu söyleyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Sıklıkla ve pek çok bölgede karşımıza çıkan jeopolitik rekabet ve güç mücadeleleri bize artık çok merkezli bir dünya düzenine doğru evrilmekte olduğumuzu gösteriyor. Diğer taraftan İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen uluslararası sistemin, uluslararası hukukun, ilke ve kurallarının geçerliliğinin de sorgulandığı hem de açıkça sorgulandığı bir süreçten geçiyoruz. Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş, Sudan’daki iç savaş, İsrail’in Orta Doğu’daki saldırıları bölgesel ve küresel gerilimi daha da arttırıyor. Afrika başta olmak üzere terörizmin de giderek yaygınlaştığını görüyoruz. En nihayetinde içinden geçmekte olduğumuz sürecin küresel yönetişim boyutu ve bu geçiş sürecindeki sancılar ayrı bir sorun olarak önümüzde durmaya devam ediyor. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşların artık 21. yüzyılın sorunlarına ve krizlerine cevap verecek şekilde mutlaka yenilenmesini kuvvetli bir şekilde savunuyoruz. Bütün bu sınamaların, tehditlerin, çatışmaların hiçbirisinde mevcut dünya sistemi sorun çözememiş; sorun çözme kabiliyetini kaybettiğini, hatta bizzat sistemin kendisinin sorun haline geldiğini açık bir şekilde müşahede etmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün uluslararası platformlarda ifade ettiği gibi, ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek yeni bir Birleşmiş Milletler sisteminin kurulmasını, dünyada mevcut güç dengelerini yansıtan, bütün bölgeleri temsil eden yeni bir mekanizmanın oluşmasını zaruri görüyoruz."


"Üçlü iş birliğinin kurumsallaşarak daha da ileriye taşınmasına büyük önem atfediyoruz"


TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan’ın bölgesel güvenlikte üstlendiği kilit roller dikkate alındığında, ülkeler arasındaki iş birliği ve dayanışmanın güçlendirilmesinin her zamankinden daha fazla önem taşıdığının altını çizdi.


Stratejik ortaklığa dayanan askeri ilişkilerin ve savunma sanayi alanındaki iş birliğinin istikrarlı biçimde gelişmesinden memnuniyet duyduklarını dile getiren Kurtulmuş, "Üç ülke düzenli olarak müşterek askeri tatbikatlar gerçekleştirmekte, askeri eğitim ve kapasite geliştirme konularında da karşılıklı olarak birbirlerine destek olmaktadırlar. Savunma sanayi alanında da teknoloji transferi ve ortak üretim gibi konularda iş birliğini derinleştirmeye yönelik temaslar artmaktadır. Ayrıca Türk savunma sanayi ürünlerinin Azerbaycan ve Pakistan tarafından aktif biçimde kullanılmasını görmekten de memnuniyet duyuyoruz. Türkiye olarak bu üçlü iş birliğinin kurumsallaşarak daha da ileriye taşınmasına büyük önem atfediyoruz" şeklinde konuştu.


"Parlamenter diplomasinin küresel iklim mücadelesinde güçlü bir araç olarak kullanılmasına hazırız"


İklim değişikliği ve buna bağlı doğal afetlerin, içinde bulunulan dönemde ulusal sınırları aşan ve ortak geleceği tehdit eden en önemli küresel sınamalar arasında bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, üç ülkenin iklim değişikliğine bağlı afetlerin etkilerini, doğrudan artan bir sıklıkla ve yoğunlukla yaşadığını belirtti.


Kurtulmuş, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli ve küçük kıyamet olarak adlandırılan depremlerde Türk milletini yalnız bırakmayan kardeş ve dost Azerbaycan ile Pakistan hükümetlerine ve halklarına teşekkür etti.


Türkiye’nin ulusal düzeyde iklim eylemi için sağlam temeller atarken bu temellere dayanarak iklim değişikliğiyle mücadelede bölgesel ve uluslararası iş birliğine de büyük önem verdiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:


"İklim değişikliğine bağlı afetlere karşı dirençli toplumlar oluşturmanın tek bir ülkenin çabasıyla da mümkün olmayacağının altını çizmek isterim. Bu noktada Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasında parlamenter düzeyde de iş birliğini derinleştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bugün bir araya geldiğimiz bu platform, parlamenterlerin çevresel krizlere karşı uluslararası iş birliğini pekiştirmesi ve somut çözümler geliştirmesi açısından da önemli bir fırsattır. Bu bilinçle dayanışmamızı daha da güçlendirmeye ve parlamenter diplomasinin küresel iklim mücadelesinde ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada güçlü bir araç olarak kullanılmasına hazırız."


"Güney Kafkasya’da tesis edilecek kalıcı barış ve istikrar, bölgemizin kalkınmasına katkı sunacaktır"


Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecinde son dönemde kaydedilen gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını belirten Kurtulmuş, "Bu anlaşmayla birlikte Güney Kafkasya’da tesis edilecek kalıcı bir barış ve istikrar, bölgemiz ve ötesinin ekonomik refahına ve iş birliğine dayalı kalkınmasına da büyük katkı sunacaktır." dedi.


Kurtulmuş, bölgedeki barış ve normalleşme süreçleri kapsamında atılan tüm adımların; Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasındaki siyasi yakınlaşmanın yanında insani, ticari ve iktisadi bağları da geliştireceğine inandığını vurguladı.


Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkileri


Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının, resmi ve diplomatik ilişkilerin tarihinden çok daha eski ve köklü olduğunu dile getiren Kurtulmuş, iki ülke arasındaki mesafe çok uzak olsa da Pakistan ile Türkiye’nin can kardeş, dost ve aynı ailenin fertleri gibi olduğunu belirtti.


Pakistan’ın, Türk halkı ve devleti nezdinde müstesna bir yerinin bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, "İki millet arasındaki gönül bağı, günümüzde pek fazla örneği bulunmayan türden ve günlük siyasetin çok ötesinde şekillenen samimi bir dayanışma örneğidir. Son zamanlarda karşı karşıya kaldığımız sıkıntılarda yine aynı tarihi bağların verdiği güç ve motivasyonla birbirimizin yanında kardeşlik hukukumuzun bir gereği olarak durmaya devam ediyoruz ve kıyamete kadar da devam edeceğiz" şeklinde konuştu.


TBMM Başkanı Kurtulmuş, mayıs ayında Hindistan ile yaşanan ve sıcak bir çatışmaya varan gerilimi yakından takip ettiklerini de belirterek, "Pakistan’ın, ateşkesin sağlanmasındaki başarıları ve kriz boyunca gösterdiği ölçülü, soğukkanlı yaklaşımını takdir ediyoruz. Hindistan’ın saldırgan tutumunu ise o sırada kınadığımız gibi bunu bugün de kınadığımızı ifade etmek isterim. Benzer krizlerin önlenmesi için diyalog kanallarının işlemesine de önem atfediyoruz. Nitekim Pakistan ile Hindistan arasındaki çatışma, Güney Asya’da barış ve istikrarın kırılganlığını bir kez daha ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu.


Keşmir meselesinde de Pakistan’ın yanında olduklarını dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:


"Mayıs ayında yaşanan hadiseler, Keşmir sorununun çözümünün önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu sorunun çözümü, sadece Keşmirli kardeşlerimizin yıllardır özlem duyduğu huzur ve barışın sağlanması için değil, Güney Asya’da barış, istikrar ve refahın kalıcı hale gelmesi için hayati öneme sahiptir. Türkiye’nin Keşmir sorunundaki duruşu nettir. Cumhurbaşkanımızın da defaatle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarında da ifade ettiği gibi, Keşmir sorununun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları temelinde diyalog yoluyla ve Keşmirli kardeşlerimizin beklentisi doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerektiğine inanıyoruz. Bu konudaki ilkeli tutumumuzu, güçlü desteğimizi ve Keşmir halkıyla dayanışmamızı bir kere daha ifade etmek istiyorum."


"Batılı 11 ülkenin daha Filistin’i tanıyan ülkeler arasına katılması Filistin davası için önemliydi"


Dünyayı ilgilendiren fevkalade önemli bir konunun da İsrail ile Filistin arasındaki gelişmeler olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:


"Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan bu yana Filistin halkı ve Gazze halkı için ümit verici bazı olumlu gelişmeler meydana gelmiştir. Genel Kurul marjında düzenlenen yüksek düzeyli konferans sırasında, Batılı 11 ülkenin daha Filistin’i tanıyan ülkeler arasına katılması Filistin davası için önemliydi, bu adım gecikmiş olmakla birlikte doğru yönde atılmış bir adımdır. Şunu da açıkça ifade etmek isterim. Herhalde bu salonda bulunan bizlere bundan iki-üç sene evvel denseydi ki İngiltere, Kanada, Avustralya, Fransa Filistin devletini tanıyacak, hiçbirimiz buna inanmazdık. Bu sonucun alınmasındaki en önemli neden, dünyanın dört bir yanında hükümetlerine rağmen sokaklara, meydanlara çıkarak en zor şartlarda Filistin davasına destek veren insanların gayretli çabalarının sonucudur. Biz ona ‘insanlık cephesi’ diyoruz. Bu iki yılda dünyanın her yerinde kurulan ve her gün gün geçtikçe güçlenen bu insanlık cephesinin çabaları olmasaydı Birleşmiş Milletler’de böyle bir sonuçla karşılaşamazdık.


İki devletli çözümün aşındırılmaya çalışıldığı bir dönemde, bu adımlar, Filistin halkı başta olmak üzere uluslararası toplum için önemli bir ümit ışığını teşkil etmiştir. Aradan geçen iki yılın ardından, bugün Mısır’da imzalanacak ve inşallah kalıcı olmasını ümit ettiğimiz ateşkesin, Gazze’deki soykırımın durmasına, kalıcı bir ateşkesin sağlanmasına ve insani yardımın süratle ulaştırılmasına vesile olmasını ümit ediyorum. Bölgemizde kalıcı barış için bir fırsat penceresinin aralandığı gelişmeler karşısında herkesin gerekli sorumluluğu üstlenmesinin şart olduğunu da ifade etmek isterim."


"Tamam, barış sağlandı, bu iş bitmiştir demek insanlığın ikinci bir ayıbı olacaktır"


Barışın kalıcı ve sürdürülebilir olması temennisini dile getiren Kurtulmuş, "İki yıllık süre içerisinde dünyanın gözü önünde on binlerce insanı haksız yere katleden, Hitler’e bile rahmet okutacak şekilde insanlığın gördüğü en büyük soykırımı işleyen bir cinayet şebekesinin, sözde bir hükümetin, Siyonist rejimin elini yıkayarak bu meseleden kendisini aklamasının mümkün olmadığı kanaatindeyiz." dedi.


TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Tamam, barış sağlandı, bu iş bitmiştir." demenin insanlığın ikinci bir ayıbı olacağını belirterek, siyonist çetenin uluslararası alanda cezalandırılmasının, Türkiye olarak da önemli beklentilerinden olduğunu vurguladı.


Gazze’nin yeniden imarı için başlatılacak tüm girişimlere de katkı sunacaklarını ifade eden Kurtulmuş, "Gazze’ye yönelik yasa dışı ablukanın bir an önce sona erdirilmesi için hep beraber büyük bir mücadele edeceğiz." diye konuştu.


Türkiye Azerbaycan ve Pakistan’ın kurucu üyesi olduğu Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu’nun tüm coğrafyalardan yeni üyelerle genişlemesi ve ortak çalışmalarla ileri taşınması için çaba gösterilmesi isteğini dile getiren Kurtulmuş, "Grubun ikinci toplantısını, önümüzdeki yıl 15-19 Nisan tarihinde İstanbul’da gerçekleştireceğimiz Parlamentolar Arası Birlik 152. Genel Kurulu marjında yapmayı arzu ediyoruz. Müteakip toplantı için müşterek eserimiz olan bu girişimin fikir birliği ve dayanışma içerisinde daha kapsayıcı ve etkin bir yapıya kavuşturulabileceğini ümit ediyorum" şeklinde konuştu.


Pakistan Senato Başkanı Syed Yusuf Raza Gilani, Pakistan Ulusal Meclisi Başkanı Sadık ve Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova’nın katılımıyla düzenlenen toplantıda, TBMM heyetinden AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel ile Türkiye’nin İslamabad Büyükelçisi İrfan Neziroğlu da yer aldı.


Toplantının ardından Meclis Başkanları, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan parlamentosundan parlamenterlerle aile fotoğrafı çektirdi.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ