
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte birçok kişi hızlı kilo verme arayışına giriyor. Bilinçsiz uygulamaların, kalıcı kilo kaybını engelleyip aynı zamanda ciddi sağlık riskleri doğurabildiğini belirten Doç. Dr. Merve Bayram, çok düşük kalorili diyetler, öğün atlama, tek tip beslenme ve detoks uygulamaları konusunda da uyarılarda bulundu.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Doç. Dr. H. Merve Bayram, yaz aylarına girerken bireylerin en sık yaptığı hataların başında sürdürülemez diyetlere yönelmenin geldiğini belirtti. Bayram, "Çok düşük kalorili listeler, moda diyetler veya sadece belirli bir besin grubuna dayalı programlar kısa vadede kilo kaybı sağlasa da, uzun vadede kas kaybı, bazal metabolizma hızında düşüş, enerji eksikliği ve vitamin-mineral yetersizlikleri gibi ciddi sonuçlara yol açabilir" dedi. Detoks suları zayıflamaya değil, yanılsamaya neden oluyor
Son yıllarda oldukça popülerleşen detoks ve detoks suları kavramlarının da bilimsel bir temeli olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Bayram, "Detoks, aslında karaciğer, böbrekler, bağırsaklar gibi organlarımızın doğal yollarla gerçekleştirdiği bir süreçtir. Sağlıklı bireylerde bu sistemler zaten etkili bir şekilde çalışır" diye konuştu.
Doç. Dr. Bayram, detoks sularının bazen iştah kontrolü sağladığı ya da su tüketimini artırdığı yönünde olumlu etkiler gözlemlense de, bunun gerçek anlamda bir zayıflama yöntemi olmadığını şu sözlerle vurguladı: "Detoks suları, düşük kalorili oldukları için tartıda geçici bir düşüşe neden olabilir. Ancak bu kayıp genellikle yağdan değil, vücuttaki su ve kas kütlesinden kaynaklanır. Bu da sürdürülebilir bir zayıflama değildir." Kronik rahatsızlıkları olanlar dikkat
Aşırı miktarda detoks suyu tüketiminin vücutta sıvı ve elektrolit dengesizliklerine yol açabileceğini belirten Doç. Dr. Bayram, bu durumun kas krampları, halsizlik, baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü gibi belirtilerle kendini gösterebileceğini söyledi. Bayram, detoks sularında sıkça kullanılan maydanoz, limon, salatalık gibi bileşenlerin idrar söktürücü etkisinin bu tabloyu daha da ağırlaştırabileceğini dile getirdi.
Doç. Dr. Bayram, kronik hastalığı olan bireylerde (şeker, tansiyon, böbrek ve kalp hastalıkları gibi) detoks uygulamalarının ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurgulayarak, "Örneğin, böbrek hastalığı olan bireylerde potasyum içeriği yüksek sebzelerin aşırı tüketimi kalp ritim bozukluklarına yol açabilir. Diyabet hastalarında meyve içerikli detoks tarifleri kan şekeri dalgalanmalarına neden olabilir. Ayrıca bazı bitkisel içerikler, kullanılan ilaçlarla etkileşime girerek ciddi sağlık riskleri oluşturabilir" ifadelerini kullandı. Haftada 0,5-1 kg hedeflenmeli
Sağlıklı bir kilo verme sürecinin bireyin yaşına, cinsiyetine, metabolizma hızına ve sağlık durumuna göre planlanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Bayram, ideal kilo kaybının haftalık 0,5-1 kilogram arasında olması gerektiğini belirterek, "Önemli olan kas ve su değil, yağ kütlesini azaltmaktır. Bunun için yeterli protein, sağlıklı yağlar ve lif içeren, dengeli bir beslenme programı uygulanmalıdır" dedi.
"Yaz diyeti" gibi çok düşük kalorili listelere de temkinli yaklaşılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Bayram, "Bu tür diyetlerde genellikle besin çeşitliliği yetersizdir. Tek tip besin tüketimi, kas kaybı, düşük tansiyon, saç dökülmesi gibi pek çok sağlık sorununa neden olabilir" dedi. Ayrıca bu tarz diyetlerin uzun vadede "yo-yo döngüsü" oluşturduğunu söyleyen Bayram, yani bireyin kısa sürede verdiği kiloları hızla geri alarak tekrar kilo alıp verme döngüsüne girdiğini söyledi. Psikolojik etkiler de göz ardı edilmemeli
İstanbul Gelişim Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. H. Merve Bayram, sağlıksız diyetlerin yalnızca fiziksel değil, psikolojik sonuçlar da doğurduğunu belirterek, "Katı ve kısıtlayıcı diyetler bireylerde suçluluk duygusu, yeme bozukluğu ve motivasyon kaybı gibi sonuçlar doğurabilir. Kilo verme süreci profesyonel destekle, sürdürülebilir hedeflerle ilerlemelidir" diye konuştu.
"Yaz aylarına hazırlanırken yapılan yanlışlar, kısa süreli değil uzun vadeli etkiler doğurur" diyen Doç. Dr. Bayram, "Kilo vermek isteyen bireyler, popüler ama bilimsel temelden yoksun yöntemler yerine, dengeli beslenme ve yeterli fiziksel aktiviteye dayalı bir yaşam biçimini benimsemelidir" diyerek sözlerini noktaladı.
Editor : Haber Merkezi