
Dijitalleşen dünyada üniversite eğitimi, güçlü bir başlangıç olmaya devam ediyor. Doç. Dr. Mehmet Yakın, özellikle iletişim alanındaki dönüşümlerin, halkla ilişkiler ve reklamcılık gibi bölümlerin sunduğu becerileri daha da önemli hale getirdiğini ifade etti.
İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Mehmet Yakın, üniversitelerin bireylere yalnızca mesleki beceriler kazandırmakla kalmadığını, aynı zamanda değişen dünyaya uyum sağlayacak düşünsel donanımı da sunduğunu vurguladı. Yakın, "Özellikle halkla ilişkiler ve reklamcılık eğitimi, öğrencilerin toplumsal açıdan sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmelerini sağlıyor. Bu alanda eğitim alan öğrenciler, yalnızca marka ve kampanya yönetimi değil; aynı zamanda bilgiye dayalı, etik temelli ve toplumla uyumlu iletişim kurma becerileri geliştirir" dedi.
Günümüzde halkla ilişkiler ve reklamcılık bölümleri, öğrencilerini medya, reklam, dijital pazarlama, kriz yönetimi ve kurumsal iletişim gibi alanlarda kapsamlı bir donanıma kavuşturuyor. Özellikle medya ve reklam okuryazarlığı gibi kavramlar, artık sadece iletişim profesyonelleri için değil, toplumun tüm bireyleri için kritik beceriler olarak görülüyor. Doç. Dr. Yakın, bu noktada üniversitelerin sunduğu sistematik eğitimin fark oluşturacağını şu sözlerle belirtti:
"Öğrenciler, haberin nasıl üretildiğini, doğru bilgiyle yanlış bilgiyi nasıl ayırt edeceklerini, reklamların nasıl yönlendirme gücüne sahip olduğunu üniversitede öğreniyor. Bu bilgi, onları pasif izleyici olmaktan çıkarıp, aktif bir iletişimciye dönüştürüyor."
Yakın’a göre bu dönüşüm, özellikle halkla ilişkiler ve reklamcılık öğrencileri için önemli bir fırsat sunuyor. "Bugün kurumlar yalnızca tanıtım yapmakla yetinmiyor; aynı zamanda kamuoyuna duyarlılık, güven ve sorumluluk mesajları vermek istiyor. Bu da iletişim profesyonellerinin rolünü daha stratejik hale getiriyor. Bir halkla ilişkiler uzmanı, kriz dönemlerinde kamuoyunu doğru yönlendirebilir. Bir reklamcı, fikirlerle toplumsal farkındalık oluşturabilir. Bu alanlarda eğitim almak, sadece bir meslek değil; aynı zamanda değişimi yönlendirme gücü kazandırır" diyen Yakın, alanın toplumsal boyutuna da dikkat çekti.
Diğer yandan dijitalleşme, eğitimi herkes için erişilebilir hâle getirse de, temel akademik altyapının yerini alamıyor. Online kurslar ve dijital sertifikalar, üniversite eğitiminin üzerine inşa edildiğinde değer kazanıyor. Doç. Dr. Yakın bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: "Google, Harvard gibi kurumlar çok nitelikli dijital programlar sunuyor. Ancak bu programlardan en iyi şekilde yararlanmak için öncelikle sağlam bir üniversite eğitimi gerekiyor. Halkla ilişkiler ve reklamcılık gibi çok yönlü alanlarda yüzeysel bilgi değil, derinlikli bakış açısı gereklidir."
İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde yer alan Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümü, kuramsal bilgi ile uygulamayı bir arada sunarak öğrencilerini gerçek dünyaya hazırlamayı hedefliyor. Sektör uzmanlarıyla söyleşiler, kampanya tasarımı projeleri, kurumlarla işbirliği içeren saha çalışmaları, yurtdışında Erasmus+ ve iletişim sektörünün merkezi olan İstanbul’da staj imkânları sayesinde öğrenciler yalnızca ders dinlemekle kalmıyor; öğrendiklerini doğrudan hayata geçiriyor.
Doç. Dr. Yakın, "Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümü, bireylerin dünyayı daha iyi anlamasını, insanlara daha etkili ulaşmasını ve değişime yön verecek projeler üretmesini sağlar" dedi.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi