Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "2024 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza yılsonu itibarıyla toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Harcamamız 26,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı yüzde 90,3’tür" dedi.
Bakan Fidan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2026 bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Yakın coğrafyada küresel düzleme uzanan çok katmanlı bir sınamalar silsilesiyle karşı karşıya olunduğunu belirten Bakan Fidan, küresel ölçekte güç dengelerinin yeniden şekillendiği ve rekabetin arttığı, öngörülebilirliğin azaldığı mevcut uluslararası ortamda, gündemi artık ‘hangi kriz ne zaman nereye sıçrar’ endişesi belirlediğini dile getirdi.
Gazze’deki soykırım, 2025 yılı boyunca Türkiye’nin dış politikada ana gündem maddelerinden biri olduğuna dikkati çeken Bakan Fidan, İsrail’in saldırgan politikaları, Gazze ile sınırlı kalmayıp Lübnan, Suriye ve İran’ı içine alan geniş bir coğrafyaya yayılarak büyük bir tehdit unsuru olduğunu kaydetti. "(Gazze konulu toplantının çıktıları) ABD tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmuş ve bu sabah kabul edilmiştir"
Türkiye’nin, Filistin konusundaki tutumunu Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm platformlarda dile getirdiklerini aktaran Fidan, "Gazze’de akan kanın durması için, Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, ABD Başkanı Trump ile ülkemiz dâhil sekiz Müslüman ülke arasında New York’ta gerçekleştirilen toplantıyla başlayan süreç, 10 Ekim 2025 tarihinde ateşkesin sağlanmasına temel teşkil etmiştir. Şu ana kadar, İsrail’in ihlallerine rağmen, ateşkes büyük ölçüde korunmuş; çeşitli kısıtlamalara karşın Gazze’ye yönelik insani yardım sevkiyatı başlamıştır. Ülkemizin bu süreçte oynadığı rol, uluslararası toplum tarafından takdirle karşılanmıştır. Gazze’de sağlanan ateşkesi uluslararası mekanizmalar eliyle tahkim etmeye dönük çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu çerçevede, New York’ta başlatılan süreçte yer alan ülkelerle, 3 Kasım 2025 tarihinde, İstanbul’da Gazze konulu bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda yapılan istişareleri takiben, ortak önerilerimiz çerçevesinde güncellenen karar tasarısı, ABD tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmuş ve bu sabah kabul edilmiştir. Bundan sonraki aşamada, sürecin yakın takipçisi olacak ve iki devletli çözüm hedefiyle çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Filistin meselesinde en başından beri izlediğimiz ilkeli tutum, ülkemizi Filistin bağlamında başat aktörler arasında konumlandırmıştır" şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanlığının yürüttüğü çalışma sonucunda, 103 bin tondan fazla insani yardımla Türkiye’nin Gazze’ye en çok ayni yardım gönderen ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Bakan Fidan, yardım sevkiyatlarının Mısır’ın El Ariş Limanına gönderilen gemiler vasıtasıyla devam ettiğini söyledi. "Türkiye’den 550 binden fazla Suriyeli ülkelerine geri dönmüştür"
Suriye’de kurulan yeni hükümetin bölge refahı için yaptırımların kaldırılmasından ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin, yeni yönetimle yapıcı bir angajman geliştirmesine kadar birçok konuda yakın iş birliği içinde olduklarına işaret eden Fidan, şu ifadeleri kullandı:
"Büyükelçiliğimizi ve Başkonsolosluğumuzu süratle faaliyete geçirerek, diğer ülkeleri de Suriye hükümeti ile diplomatik angajmana teşvik ettik. THY’nin Şam seferlerini başlatmasıyla Suriye’nin dış dünyaya erişimini sağladık. Tüm bu çabalarımız neticesinde, gelinen aşamada, Suriye’nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe kat edilmiştir. Bu gelişmeler neticesinde, 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Türkiye’den 550 binden fazla Suriyeli ülkelerine geri dönmüştür. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası temelinde güvenliğin tesis edilmesi, PKK ve DEAŞ uzantıları başta olmak üzere, Suriye’nin tüm terör unsurlarından temizlenmesi ve tüm silahlı grupların birleşik bir ordu çatısı altında bir araya getirilmesi, halkın tüm kesimlerinin temsil edildiği kapsayıcı bir yönetimin tesis edilmesi, uluslararası toplumun aktif desteğiyle, ülkenin yeniden imarıyla ekonomik kalkınmanın sağlanması ve geri dönüşlerin sürdürülebilir kılınması, temel önceliklerimizi teşkil etmektedir. Bu konularda kaydedilen gelişmelere rağmen, Suriye’de güvenlik ve istikrarın önünde hala muhtelif sınamalar mevcuttur. 10 Mart Mutabakatı’nın hayata geçirilmesine yönelik olarak ABD ve Suriye hükümetiyle yakın eşgüdüm sürdürülmektedir." "Ukrayna’da barışın sağlanması için etkin çabalarımızı ve kolaylaştırıcı rolümüzü kararlılıkla ilerleteceğiz"
Rusya-Ukrayna savaşının başından bu yana diplomasi, diyalog ve insani hassasiyeti önceleyen dengeli politika sayesinde, tarafları müzakere masasında buluşturabilen tek ülkenin Türkiye olduğunu belirten Fidan, "2025 yılında Rusya ve Ukrayna arasında üç tur doğrudan görüşmeye İstanbul’da ev sahipliği yaptık. Esir takası başta olmak üzere insani alanlarda sonuç üreten bu görüşmeler, Türkiye’nin sorunun çözümündeki kritik rolünü bir kez daha ortaya koymuştur. Savaşı sona erdirmeye dönük çabalarımızı sürdürürken, savaş sonrasına ilişkin hazırlıkları da aynı ciddiyetle ele alıyoruz. Önümüzdeki dönemde, Ukrayna’da barışın sağlanması için etkin çabalarımızı ve kolaylaştırıcı rolümüzü kararlılıkla ilerleteceğiz. Bu çabalarımızı yürütürken, Karadeniz’de güvenlik mimarisinin temel taşı olan Montrö rejimini de aynı kararlılıkla koruyoruz" dedi.
Yıl boyunca, Irak ile karşılıklı üst düzey ziyaretler neticesinde imzalanan 11 anlaşma ve su alanındaki iş birliği çerçevesi belgesiyle, ilişkilerin hukuki temelini güçlendirdiklerini dile getiren Fidan, hem Irak’ın hem de bölgenin istikrar ve refahına kaydadeğer katkı sunacak Kalkınma Yolu Projesi’ne her platformda destek verdiklerini söyledi. Fidan, "Irak makamlarının ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine destek verdiklerini de memnuniyetle müşahede ediyoruz" diye konuştu. "Yunanistan’la ilişkilerimizi iyi komşuluk temelinde geliştirme irademizi koruyoruz"
Yunanistan ile Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 6’ncı Toplantısı’nı ilerleyen dönemde Ankara’da düzenlenmesinin öngörüldüğünü aktaran Fidan, "Güven Artırıcı Önlemler süreci, 6 Şubat depremlerinin ardından canlandırılmış; son toplantı 23 Ekim 2025’te İzmir’de gerçekleştirilmiştir. Diğer yandan, Batı Trakya Türk Azınlığı ve Onikiadalar’daki soydaşlarımızın karşı karşıya olduğu eğitim, dini özgürlük ve diğer temel haklara ilişkin kısıtlamalara ve haksız uygulamalara karşı gerekli tüm girişimlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Yunanistan’la ilişkilerimizi iyi komşuluk temelinde geliştirme irademizi korurken, milli menfaatlerimizi ve soydaşlarımızın haklarını koruyan tutumumuzu da aynı kararlılıkla devam ettireceğiz" ifadelerine yer verdi. "Kıbrıs meselesine en gerçekçi çözümün Ada’da iki devletin bir arada var olmasından geçtiği vurgulandı"
Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’i, tüm tarafların meşru menfaatlerine saygı gösterildiği bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istediğine dikkati çeken Fidan, "Milli davamız Kıbrıs meselesinin, adil, kalıcı, sürdürülebilir ve Ada’daki gerçeklere dayanan bir çözüme kavuşturulabilmesi için gayretlerimizi var gücümüzle sürdürüyoruz. Mart ayında Cenevre’de, Temmuz ayında New York’ta düzenlenen genişletilmiş formatlı gayriresmi toplantılarda yapıcı ve sonuç odaklı önerilerimizi açıkça ortaya koyduk. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Ekim ayında Cumhurbaşkanı seçilen Tufan Erhürman’ın geçtiğimiz hafta ülkemize gerçekleştirdiği ilk yurt dışı ziyaretinde, Cumhurbaşkanımızca Kıbrıs meselesine en gerçekçi çözümün Ada’da iki devletin bir arada var olmasından geçtiği vurgulandı. Önümüzdeki dönemde, geçmişte de olduğu gibi, Anavatan ve garantör devlet olarak, tarihi, hukuki ve insani sorumluluklarımız çerçevesinde ve Ada’nın gerçeklerine uygun biçimde, Kıbrıs Türk halkının huzur, refah ve kalkınmasına yönelik gayretlerimizi sürdüreceğiz" dedi. "Ermenistan’la farklı düzeylerde diyaloğumuzu sürdürüyoruz"
Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan’a yönelik barışçıl ve yapıcı yaklaşımını memnuniyetle karşılandığını belirten Fidan, "Azerbaycan-Ermenistan barış sürecinde 8 Ağustos’ta Vaşington’da ortaya konan irade ve Ermenistan’la yürüttüğümüz normalleşme sürecindeki ilerleme, bölgede uzun süredir beklenen kalıcı barışa yönelik umutları güçlendirmiştir. Kardeş Azerbaycan’la müstesna ilişkilerimizi ikili ve çok taraflı platformlarda sürdürüyoruz. Karabağ’ın yeniden imarı ve ihyası da dahil olmak üzere, Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın tesisine yönelik çabalarda müttefikimiz Azerbaycan’la eşgüdüm ve dayanışma içinde hareket etmeye devam ediyoruz. Ülkemizle ilişkilerini normalleştirme konusunda açık ve istekli bir duruş gösteren Ermenistan’la farklı düzeylerde diyaloğumuzu sürdürüyor, atılabilecek somut adımlar üzerinde ortak çalışmalarımızı samimiyetle ilerletiyoruz. Türkiye, en başından itibaren Güney Kafkasya’da barışın tesis edilmesi ve bölgede ortak bir refah alanı oluşturulması için çaba göstermektedir. Bu anlayışla, Azerbaycan ve Ermenistan’ı bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmeye ve barış anlaşmasını bir an önce sonuçlandırmaya teşvik ediyoruz" şeklinde konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamladığını, somut projelere yoğunlaştığını ve ekonomik iş birliği boyutunu daha güçlendirdiğini aktaran Fidan, "Türk Devletleri’nin KKTC ve Kıbrıs Türklerine destekleri Zirve Bildirilerinde vurgulanmıştır. Teşkilat’ın kurumsal yapısının güçlendirilmesine dair çalışmalar çerçevesinde, Türk Devletleri Teşkilatı nezdinde Daimî Temsilciliğimiz faaliyete geçmiştir" ifadelerini kullandı.
ABD ile enerji dahil tüm alanlarda işbirliğinin derinleştirilmesi ve ticaret hacminin yıllık 100 milyar dolar hedefine ulaşması için çalışmaların devam ettiğini dile getiren Fidan, "Aynı zamanda savunma sanayi alanındaki tüm kısıtlama ve yaptırımların kaldırılması yönündeki girişimlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Cumhurbaşkanımızın 25 Eylül’de gerçekleşen Vaşington ziyareti sırasında bu konuları ABD tarafıyla kapsamlı şekilde ele aldık. ABD yönetiminin de aynı iradeye sahip olduğunu ve stratejik ortaklığımızı iki köklü müttefike yakışır şekilde her alanda ilerletmeye hazır olduğunu memnuniyetle görmüş bulunuyoruz. Geçtiğimiz hafta ABD’ye gerçekleştirdiğimiz ziyarette, ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack ile kapsamlı bir toplantı düzenledik. Trump yönetimi ile Gazze’den Suriye’ye, Ukrayna’dan Kafkaslara uzanan geniş bir coğrafyada yakın bir diyalog yürütüyoruz" dedi. "Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayacağına inanıyoruz"
Türkiye’nin NATO bünyesinde üstlendiği roller ve ortaya koyduğu somut katkılarla transatlantik güvenliğe en fazla destek olan ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Fidan, "Bu kritik dönemde gelecek yıl NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak olmamız da esasen bu konumumuzun bir göstergesi niteliğindedir. Avrupa güvenlik mimarisinin, Türkiye’nin rolü, imkân ve kabiliyetleri hesaba katılmadan oluşturulamayacağı Avrupalı muhataplarımızca da ifade edilmektedir. Keza Avrupa Birliği, son dönemde başta dış politika ve bağlantısallık olmak üzere ülkemizle diyalog ve iş birliğini artırmıştır. Önümüzdeki dönemde, AB ile ilişkilerimiz bağlamında temel önceliklerimiz; Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Vize Serbestisi Diyaloğu’nun hızlandırılması, AB’nin güvenlik ve savunma mekanizmalarının NATO’yu tamamlayıcı nitelikte olması ve ülkemizin de bunlara dâhil edilmesidir. Avrupa Birliği’nin de stratejik bir vizyonla hareket etmesi halinde, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde karşılıklı güven ve ortak menfaat temelinde yeni bir dönemin başlayacağına inanıyoruz" diye konuştu.
Diplomasi Akademisinin 2025 yılında Bakanlık personeli ve diğer kurum mensupları dâhil toplam 4 bin 857 kişiye eğitim verdiğini aktaran Fidan, 472 yabancı diplomata ikili ve çok taraflı eğitim programları sunulduğunu kaydetti.
Yurt dışındaki Türk vatandaşlarının 2025 yılında yaklaşık 2,5 milyon işlemi dijital kanallardan tamamladığını aktaran Fidan, 80’e yakın işlem türüyle vatandaşlarına en geniş konsolosluk hizmeti sunan ülkelerden biri olduğunu söyledi. Fidan, "Bakanlığımızın kurumsal yapısı ve mevzuatı, ihtiyaçlarımız doğrultusunda güncellenmeye devam etmektedir. 2002’de 163 olan faal dış temsilcilik sayımız bugün 264’e ulaşmış durumdadır. 148 Büyükelçilik, 14 Daimî Temsilcilik, 99 Başkonsolosluk ve diğer birimlerimizle birlikte Türkiye, dünyadaki en geniş temsil ağlarından birine sahip ilk üç ülkeden biridir" dedi. "2024 yılı Kesin Hesabına göre, tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı yüzde 90,3’tür"
Dışişleri Bakanlığında tahsis edilen bütçeyi şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda kamu kaynaklarının en etkin şekilde kullanılmasına azami önem göstererek ve tasarruf tedbirlerini titizlikle uygulayarak kullandıklarının altını çizen Fidan, "2024 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza yılsonu itibarıyla toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Harcamamız 26,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı yüzde 90,3’tür. Bakanlığımızın 2024 yılına ait Kesin Hesabı malî mevzuatta belirlenen şekilde hazırlanarak Hazine ve Maliye Bakanlığına iletilmiştir. Kesin hesap cetvelleri, bir kitapçık olarak da Komisyonumuzun bilgisine sunulmuştur. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığımıza 46,8 milyar TL (46.805.514.000) ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Bunun yanı sıra, 9,3 milyar TL’si başta gençlerimizin, öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin Türkiye Ulusal Ajansı kanalıyla AB programlarına katılımını sağlamak amacıyla tahsis edilmek üzere, AB Başkanlığı için 10,2 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için 478 milyon TL tutarında ödenek de Komisyonumuzun onayına sunulmuş durumdadır. Sayıştay Başkanlığımızla yakın iş birliğini sürdürüyoruz. 2024 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda mali rapor ve tablolara ilişkin herhangi bir denetim bulgusunun tespit edilmediği belirtilmektedir. Raporun "Denetim Görüşü" bölümünde mali rapor ve tabloların tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi içerdiği kanaatine varıldığı kaydedilmektedir" ifadelerini kullandı.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA


