Jeoloji mühendisi Fahri Çelik, geçen haftalarda Dubai’de yaşanan son felaketini değerlendirdi. Çelik, "Dubai’nin zemin yapısı kumlu zemindir. Orada bulunan çöl kumları suyu çok çabuk çektiği için binaların altına sızma ihtimali var" dedi.
Jeoloji mühendisi Fahri Çelik, zemin yapısı ve dere yatağı ile ilgili yaptığı araştırmalar sonucu Dubai’yi bekleyen üç büyük tehlike olduğunu belirterek, en büyük tehlikenin zemin sıvılaşması olduğunu söyledi. Dubai’nin zemin yapısının kumlu zemin olduğuna değinen Çelik, "Orada bulunan çöl kumları suyu çok çabuk çektiği için binaların altına sızma ihtimali var. Bunun için binalarda sıvılaşma olabilir. Bu sıvılaşmadan dolayı binalar düşebilir. Çözüm olarak, bina altında boşluk olması ile enjeksiyonla tekrar doldurulması gerekir. Yağan aşırı yağışlar tatlı su olduğu için o yağmurlar sivrisinek, kurbağa, çekirge gibi hayvanlar ürer ve çeşitli mikroplar sonucu hastalıklar oluşur. Bunun çözümü olarak tatlı sudan arındırılması gerektiğine düşünüyorum. Diğer büyük tehlike de depremdir. Suriye ve Hakkari’de beklenen bir deprem var. Bu iki deprem Dubai için de tehlike bulunuyor. Şu an Dubai’de deprem olması da mevcuttur. Dubai’de sahil tarafının tamamen çekilmesi lazım. Dağ tarafına yani rakımı yüksek olan yerlere yerleşmeleri lazımdır" dedi .
Havaalanı dahil birçok yerin yanlış yerde kurulduğunu öne süren Çelik, "Havaalanı su altında kalmış. Eksi 1 ve sıfır rakamlarında yapıldığı için su altında kalmış. Havaalanının daha üst taraflarda yapılması ve rakımı yüksek yerlerde yapılması tercih edilmeliydi. Düz yerlerde olan bütün evlerin rakımı yüksek yerlere taşınmaları gerekiyor. Şerika bölgesinin tamamı dere yatağında kurulmuş. O yüzden buralar tamamen su altında kalıyor. Buralara yerleşim yerlerine kapatmaları gerekiyor. Yatağında bulunanların oradan taşınmaları gerekiyor. Dubai’de şehir merkezinde yarın yağmurlar sonucu biriken tatlı sular çeşitli hastalıklara sebep olabilir. Bunun için tatlı suyu oradan arındırmaları gerekiyor" şeklinde konuştu.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
