USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Eğitim

Üniversite tercih listesini hazırlarken bu uyarılara dikkat

Prof. Dr. Ebru şalcıoğlu

Üniversite tercih listesini hazırlarken bu uyarılara dikkat
09-08-2025 14:55

Üniversite tercih dönemi başladı. Üniversite adayları tercihlerini 13 Ağustos’a kadar yapabilecek. İstinye Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, tercih sürecindeki adaylara önerilerde bulundu.


Üniversite tercih dönemi, gençlerin yaşamlarında önemli bir dönüm noktası. Ancak bu yalnızca puanla eşleşmeye dayalı akademik değil, aynı zamanda kişinin yaşam yönünü ve kimlik gelişimini belirleyen önemli bir karar süreci. Bu karar sürecinde gençlerin tercihleri açıkça farkında olmadıkları çeşitli psikolojik faktörler tarafından şekilleniyor. Bunlar arasında bireyin duygusal zorlanmaları, motivasyon kaynakları ve sosyal çevre etkileri önemli bir etken oluşturuyor. İstinye Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, tercih sürecinde dikkat edilmesi gereken ve farkındalık oluşması gereken en önemli noktaları paylaştı.


"Karar verme süreci sadece zihinsel değil, duygusal bir süreç"


Duygusal farkındalık ve duyguları yönetme becerisi tercih sürecinde önemli bir avantaj sağlıyor. Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, kaygı ve belirsizliğin tercihler üzerindeki etkisini şu sözlerle aktardı: "Tercih döneminde kaygı çok baskın bir duygudur. Tercihin ne getireceğine yönelik belirsizlik, yanlış tercih yaparak pişman olma, aile beklentilerini karşılayamama gibi olasılıklar gençlerde yoğun kaygı oluşturabilir. Geri dönüşü zor bir kararın baskısı altında, bazı adaylar karar vermeyi geciktirip son dakikaya bırakarak kaygıyı kısa vadede azaltmayı seçebilirler. Bazıları da ‘en risksiz görüneni seçeyim, yeter ki sorun çıkmasın’ gibi bir yaklaşımla tercih yapabilirler. Duyguları deneyimlemek yerine bastırmayı seçen kişiler genellikle yanlış tercihlere sürüklenirler. Duyguların farkına varmak ve onları bastırmak yerine yönlendirmeyi öğrenmek, işlevsel karar verme becerilerini destekler."


"İçsel ve dışsal motivasyon dengesini yakalamak gerekiyor"


Prof. Dr. Şalcıoğlu, tercih sürecinde bireysel değer ve motivasyonların önemini vurgulayarak şöyle konuştu: "Gençler çoğu zaman bölümün saygınlığı, meslekten beklenen maddi getiri ve sosyal çevrenin onayı gibi dışsal ödülleri değerlendirerek karar verme eğilimindedir. Oysa araştırmalar içsel olarak bireyin değerleriyle, ilgi alanlarıyla ve kişisel anlam dünyasıyla uyumlu kararların daha kalıcı ve tatmin edici sonuçlar doğurduğunu ortaya koyuyor. Adayın seçtiği bölüm hem dışsal hem de içsel ödüller barındırıyorsa, en uzun soluklu doyumla ve bağlılıkla sonuçlanır. Kişisel ilgiyle örtüşmeyen tercihler, uzun vadede ne akademik başarıyı ne de psikolojik doyumu sürdürebilir. Yani, itibarlı bir üniversitede okumak yetmez, aynı zamanda kişinin ilgisini çeken bir alanda eğitim alması idealdir. O nedenle, adayların üniversite isminin ötesine geçip kendi ihtiyaçlarına, değerlerine ve yeteneklerine kulak vermeleri doğru tercih yapmalarına yardımcı olur."


"Tercih sıralaması aynı zamanda bir değerler haritası"


Prof. Dr. Şalcıoğlu, tercih listelerini oluştururken dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili, "Adayların 24 tercih hakkını kullanırken sadece başarı sıralarına göre değil, aynı zamanda içsel motivasyonlarına göre yapılandırmaları önem taşır. Bu süreçte ‘Beni en çok ne motive eder?’, ‘Hangi alanda üretmek, katkı sunmak isterim?’ gibi sorular karar rehberi olabilir. Listeyi risk-alan, gerçekçi ve garantiye yakın tercihler olarak gruplamak hem belirsizlikle baş etmeyi kolaylaştırır hem de seçenekler arasında psikolojik denge kurmayı sağlar" dedi.


"Başkalarına bakarak tercih yapmayın"


Prof. Dr. Şalcıoğlu, çevresel kıyaslamanın çoğu zaman doğru tercihin önüne geçebileceğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: "Adaylar, sıkça arkadaşlarının, akran grubunun ya da aile bireylerinin kararlarını model alarak benzer tercihlere yönelir. Ancak bu tercihler bireysel ilgilerden ve potansiyellerden uzaklaştığında, uzun vadede akademik doyumsuzluk ve kimlik karmaşası oluşturabilir."


"Hayal kırıklığı, başarısızlık değil öğrenme fırsatı"


Prof. Dr. Şalcıoğlu sözlerine başarısızlık duygusunun doğru yönetimi konusunda tavsiyelerle devam etti: "Puanı istediği bölüme yetmeyen gençlerde hayal kırıklığı ve kaygı görülebilir. Bunlar geçici duygusal deneyimlerdir ve doğru yönetildiklerinde kişinin yeni kapılar açmasına yardımcı olur. Örneğin, istemeden girilen bir bölümde, ilgi çekici bir ders, ilham veren bir öğretim üyesi ya da yapılan bir staj deneyimi, bireyin kariyer yönünü tamamen değiştirebilir. Bu yüzden adayların, yalnızca başlangıç noktasına değil, oradan nasıl bir yolculuk başlatabileceklerine odaklanmaları gerekir."


"Ailelerin, öğretmenlerin ve rehberlik hizmetlerinin rolü önemli"


Prof. Dr. Şalcıoğlu, tercih sürecinde aile ve öğretmenlerin rolünü vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: "Ailelerin, öğretmenlerin ve rehberlik hizmetlerinin rolü burada çok önemlidir. Gençlerin çabasının takdir edilmesi, tekrar deneme ve hedef güncelleme konusunda cesaretlendirilmesi, bireysel potansiyelin açığa çıkmasında belirleyici olacaktır. Çabanın ödüllendirilmesi, bireyin gelecekteki girişimlerini ve öğrenmeye açıklığını artırır. Üniversite tercihleri sadece hangi bölüme girileceği değil, bireyin kim olduğu, neye değer verdiği ve nasıl bir yaşam kurmak istediğiyle doğrudan ilişkili. Gençlerin bu süreci bir sınavdan çok bir yön çizme fırsatı olarak görmeleri; dışsal ödüller kadar içsel tatmini gözetmeleri hem akademik başarıyı hem de psikolojik sağlığı destekliyor."



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ