Birkaç gün önce çok sevdiğim, üniversite hazırlıktan bugüne dostluğunu benden esirgemeyen bir
arkadaşımın kardeşinin vefat haberiyle yıkıldık. Korona kapanına bir canımızı daha vermiştik.
Gencecik bir can… Umulmayacak bir zamanda virüsün kapanına yakalanmıştı…
Bazı olayları, yaşamın içinde engellemek elimizde değildi. Ve Kapanında bizi esir alırken, hareket
kabiliyetimizi de kısıtlıyordu. Kapana yakalanıp kurtulanların net nasıl bu virüsle baş ettiği,
kurtulanların tekrar yakalanıp yakalanmayacağı, hala tartışılıyor. Haberleri dinlerken Virüs ’ün
Ordu’ya, Samsun’a yayılması tabi ki İstanbul’dan köyüne giden kişiler tarafından olmuştur diye
düşündüm. Hala başkalarını düşünmeden davranan insanların arasında yaşıyoruz. Ne üzücü değil mi?
Buna rağmen İstanbul’da kamu kurumların dezenfektasyon işlemlerine uyarak, şehir içi taşıtların
kurallar doğrultusunda kontrollü bir biçimde yolcu alması beni biraz rahatlattı. İstanbul kurallarına
uyuyor. Kamu kurumları da.
Çalışanlar maske ve dezenfektasyon koşulları altında çalışıyor. İstanbul’da herkes önlemini almış. Ama
ya bilinçsizce köylerine gidip ev ziyaretlerine gidenler… Kendilerini 14 gün karantinaya alması
gerekenler o bilinçte mi acaba… Taşıyıcı olanlar.. Diğer illere virüsü bilinçsizce taşıyanlar inşallah
yaptıklarının farkına varırlar..
Tüm bu yoğunlukların, giden canlarımızın arkasından ağıtlarımız devam ederken geride yaşamı bir
şekilde devam ettirmek te gerekiyor…
Kapana kısıldığımız anda ve andan sonrasında yaşamlarımızı nasıl sürdürebileceğiz. Sürdürülebilir
sağlıklı kalkınma nasıl olur… KORONA KAPANI ile beraber kelimeler, projeler, isimler birçok
tanımlamada artık “SAĞLIKLI “, ifadesi daha güçlü yerini alacaktır.
KORONA KAPANI ÖNCESİ VE SONRASI OLARAK yaşamlarımız yeniden şekillenecek galiba… Çünkü artık
umulmadık anda ortaya çıkabilecek salgınların, virüslerin hayatımızı engelleyebileceğini artık daha net
biliyoruz.
Bu yüzdende Yaşamlarımızı daha kontrollü sürdürüp, spor, beslenme, hareket ve motivasyon
konusunda tabi ki daha dengeli yolumuzu bulmaya çalışacağız.
Tüm yukarıda anlattıklarımın ışığında SÜRDÜRÜLEBİLİR SAĞLIKLI KIRSAL KALKINMA’nın önemi iyice
artmıştır…
Korona Kapanı varlığın ve yokluğun çok kısa sürede döngüler oluşturabileceğini, kâinatta aslında
hepimizin küçücük noktalar olduğumuzu hissettirmiştir. İçimizdeki inanç tohumları bizi belki biraz
rahatlatacak, dualarımız ve inanışlarımız, iç sıkıntılarımızı yok edecek olsa da bizi yaşama bağlayan
hedeflerimizin sürdürülebilirliği bizi motive edip, hayata bağlayacaktır.
Bu yüzdendir ki karanlık güçler kendi planlamalarını yaparken bizlerinde yaşamak için planlar
yapmamız gerekmektedir. Sağlıklı, sürdürülebilir, Mini-Eco Kırsal kalkınma adından da anlaşılabileceği
gibi kendi küçük işletmelerimizi kendi bahçemizde oluşturmamızdır.
Sağlıklı aileler, sağlıklı anne-baba ilişkileri içinde sağlıklı nesiller yetiştirirken, Korona Kapanı’nın neden
olduğu anxiety v.b semptomların da Sağlıklı, Sürdürülebilir Mini-Eco Kırsal Kalkınma çalışma
aktivitelerinde azalacağı ve endişe içinde yaşayan insanlar için bu hareketliliğin bir nebzede olsa
yaşama nedeni oluşturacağı bir gerçektir..
Korona sonrası yaşamak için nedenlerimizi belirlemek ve o nedenler içinde sağlıklı bir şekilde
hayatlarımızı sürdürecek ortamları da yeniden şekillendirmemiz gerekecektir.
Eskiden olduğu gibi, annelerimizin, babalarımızın, dedelerimizin yaptığı gibi çalışmaktan, toprağa
dokunmaktan korkmayarak, eğilmekten, diz kırmaktan korkmayarak, elimize çapayı almaktan
korkmayarak, bulduğumuz her toprak parçasını işlemekten korkmayarak, üreterek, çalışarak doğal,
sağlıklı yaşamı sürdürebilmemiz gerekmektedir.
KORONA KAPANI bize SAĞLIKLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR MİNİ ECO - KIRSAL KALKINMA’nın
desteklenmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermiştir.
“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” Sözü de yıllardır üzerinde çalıştığım ve birçok kez ilgili yerlere
sunduğum halde ilgisizlik ve ben merkezci tutumlar nedeniyle görmezden gelinen projelerimin
önemini bir kez daha ortaya koymaktadır…
Doğa kurallarına uygun işletildiğinde canlanır, yaşam bulur. Bulduğumuz her tohum parçası, bir
hazinedir. Bir ülkenin Ekonomik kalkınması ancak ve ancak dışa bağımlı olmayan bir üretim
mekanizmasından geçer..
Sağlıklı Mini-Eco doğal ürünlerin paketlenmesi, satılması, pazarlaması da projenin ayrı bir noktasında
yerini almaktadır. Bunu daha sonraki yazımda anlatacağım…
Korona Kapanı bize göstermiştir ki, TEMEL GIDA ÜRÜNLERİ SAĞLIKLI BİREYLERİN VAR OLABİLECEĞİ
TOPLUMLAR İÇİN EN ÖNCELİKLİ ÜRETİM EKONOMİSİNİ OLUŞTURUR.
Kırsal toprakları Türkiye’ninki kadar verimli olan bir ülkede elimize geçen her tohum tanesi üretim
için artık ALTIN BİR NİMETTİR.
Tüm bunları baz alarak, kapımızın önünde yer alan en küçük toprak parçası da bu altın nimeti
değerlendirebileceğimiz en değerli, sağlıklı, doğal altın madenidir.
Araştırmacı/Yazar
Gülay KARAOĞLU