Geçmişle gelecek arasındaki bağlarımız, tarihimiz, doğamız,
yaşadıklarımız ve ailemizdir. Geçmiş bizde hoş duygular uyandırırken var olan
manevi duygularımızıda güçlendirir.
İnsanoğlu gelişen toplumların içinde topluma uyum sağlamaya çalışmış, dışlanmamaya
ve toplumla iç içe olmaya özen göstermiştir. Bildiğimiz gibi aile bir toplumu ayakta tutan en
büyük etkendir. Aile bireyleri arasındaki ilişkilerin güçlü olması, güçlü aile bağları
toplumun gelişimi, bilim ve teknolojide çağdaş devletler seviyesine yükselmede ülke için bir
avantaj oluşturmaktadır.
Sınırların daha yakınlaştığı, akıllı bilgi sistemleri içinde bilgilerin daha hızlı yayıldığı
sosyal medya ortamlarında bireylerin gelişmesi daha kolaydır. Lakin bireysel gelişmelerde
aile, okul, arkadaş, öğretmen, medya kişiyi bölgesel farklılıklara göre besler.
Toplumumuzda çağdaş gelişimde kadın yapısı nedeniyle öncelikli olarak payını almıştır.
Bunun sonucunda kendini bilen, evde çocuğuna bakan, dışarıda para kazanan , yeri
geldiğinde kendi ekmeğini kazanan özgür kadınlar grubu oluşmuştur. Toplum ilerlerken
Özgür Kadınlar biraz daha toplumun ilerisine geçmiş, Türkiye Aile Alt yapısı içinde yer alan
toplum kuralları dışına çıkmıştır. Hatta dini kurallarıda aşarak öz güveni yerinde kadınlar
toplumu şekillendirmeye çalışmıştır.
Çocuğu yetiştiren kadındır. Erkeği ve kızı yetiştiren kadındır. O kadın kimi zaman
özgürlük Türküleri içinde kızını ve oğlunu yetiştirirken fark etmeden ailenin kültürel yapısı
içinde kız ve erkek cinsiyet ayırımınıda yapmıştır.
Ayrımcılık bazen aile büyüklerinin etkisiyle, kimi zaman babanın baskısıyla gelişmiştir.
Kıza kız olduğu, erkek çocuğada ataerkil erkek dünyasında eğemen olacağı öğretilmiştir. "
Erkeklik Gururu"..........
Ve Özgür kadınlar ileriye dönük gelişimin içinde yürürken, geride bıraktıkları
hemcinsleri, eşleri onları anlamaya fırsat bulamamıştır. Erkek yapar, erkeğe bağrılmaz,
erkeğin her türlü yobazlığı, saygısızlığı, erkekliği hak görülürken, kadının da kazanmaya
başlamasıyla özgürlüğüne kavuşması, başını kaldırması ve erkeği uyarması erkeğin zoruna
gitmeye başlamıştır. Yükselen ses tonları, karşılıklı kışkırtmalar geçişini ve öngörüsünü
geliştirmemiş erkek bireyi üzerinde egoizme dönmüş, ve sonucunda erkeklik egosunu
ölümüne kurtarmayı seçmiştir.
Karşılıklı konuşmayı, paylaşmayı bilmeyen toplumlardaki egoizmler, erkeği yetiştiren
kadının yine toplumsal baskılardan kaynaklı "ERKEK ADAM" teorisi, toplumu iflas edecek
noktaya getirmiştir.
Evet Geçmişte kadınlar öldürülmüyordu. Erkeklerde ezildiklerini hissetmiyorlardı.
Çünkü kadın başı önünde susuyor, evinin kadınlığını yapıyor, namaz kılıyor, erkek
çocuklarını toplumun kuralına göre yetiştiriyordu.
Ya şimdi Devr_ i alemde devir değişti. Kadında çalışmaya başladı, o erkek kabalaştıkça
kabalaştı. Kendi yerini kadının aldığını bilerek saldırganlaştı.....
Ya Kadın ne yaptı, özgürleştikçe bağırdı, Özgür olmayı, ezilmemeyi, kendine söylenen
en küçük itirazda bile "hayır" demeyi seçti.
Ekonomik ve sosyal zorluklar bunu destekledi. Kadın kendi bireyliğini özgür alanında
korumak istedi. Bunu yaparken hatası, karşısındaki erkeğin eğoizmin içinde yetiştiğini
bilerek davranması gerekirken, daha anlayışlı, yumuşak gidebileceği yerken "Erkek gibi
Erkeğe !!!!!!!! sesini yükseltti. Adam erkekliğinin onurunu korumak için elinde hangi silah
varsa ona sarıldı.
Hatalarımız doğruları bulduğumuzda azalacaktır. Kadınlarımız ölmesin diye tepinirken,
erkek çocuklarının yetiştirilmesindeki eksikliklerinmize dönüp bir bakalım. Kişisel egoların
tavan yaptığı, kimsenin kimse ile anlaşamadığı dünyamızda çocuklarımızı yetiştirirken
birlikteliklerimizde, ayrılıklarımızda, evliliklerimizde çocuklarımıza yük olacak
davranışlardan kaçınıp, kavgayla beslenen laflarda değil, güzelliklerde buluşmaya çalışalım.
Yetiştirdiklerimiz içinde "ERKEK EGOSUNU" nasıl paylaşım ve anlaşmaya
dönüştürebiliriz, yaşanılanlar sonrası vazgeçebileceklerimizden nasıl vazgeçebiliriz bunları
hep birlikte öğrenelim. Dünyaya Kötülüğün, karanlığın tohumları yerine, "KADINLARIMIZ
ÖLDÜRÜLMESİN", "ERKEK ÇOCUKLARIMIZA CİNSİYET AYRIMCILIĞI YERİNE EŞİT
İNSAN EŞİT HAKLAR " eğitim bilincini aşılayalım.
EY KADINLAR, hadi kendinize gelin bu dünyada hep birlikte kadına saygı duyan erkek
ordusu yetiştirelim. Babalar yanımızda mısınız.?
Farklı noktalarda olsalar bile, sevmeler kadar ayrılıklarında olacağı bilinciyle erkeğin
kadına kadının erkeğe saygı duyduğu ortamlarda buluşmak dileğiyle.