Gece kondunun yerini alan dört katlı büyük ve geniş bina, günü birlik gelen ve müritliğe hazırlanan
insanlar için konaklama ve eğitim yeriymiş. İnsanlar gece buralarda başlarına verilen bir yastık ve yer
kilimleri üzerinde ince bir örtüyle uyurlarmış. Sabah kalkıldığında koca bir tencerede kaynıyan Lapa
Çorbası ve Kuru Ekmek kardeşliği pekiştirmek için yenirmiş. Değişik şehirlerden kaçan, gidecek yeri
olmayan kadın müritler, kadınlar tarafında, erkek müritler erkekler tarafında Kardeşliğin geleceği için
sabahtan akşama kadar burayı ziyaret eden binlerce insanın yataklarını toplar, binanın ve sokakların
temizliğini, bu bir tas çorbayı içebilmek, kuru ekmeği yiyebilmek için yaparlarmış.
Gelen ziyaretciler, Kardeşlik Cemiyeti Üstadının kaç tane olduğu bilinmeyen eşleriyle tanışır ve
günahlarından arınmak için bu eşlerden biriyle tanrıya tövbe istigfar ederlermiş.
Üstad evinden çıkıp İnanç duasını etmek için Mabedine geçerken anonslarla Üstadın Mabete
geçtiği duyurulurmuş.
Bütün kadınlar koşarak Ustadın evinden Mabede geçişini görmeye giderlermiş. 10-15 metre arası
olan Mabed ile Üstadın evi arasında döşenmiş düz beton zeminde beyazlar giymiş iki müridi tarafından
tekerlekli arabasının arkasından itilerek götürülen beyazlar giymiş beyaz sakallı Üstad evinin
kapısından çıktığında çığlıklar koparmış. Mabetle evin önündeki düz beton zeminin iki alt basamağına
boş alana yayılmış kadınlara "başlarınızı kaldırmayınız." diye bağıran diğer mürid olduğu söylenen
kadınlar, belli bir sertlikle kadınları ev ve Mabet arasında hizaya getirirlermiş. Başları yerde oturan
kadınlar, Üstad çıktığında ayılıp, bayılır, Üstadımız diye bağırarak feryat figan ederlermiş. Bu insanlar
Kardeşlik İnacı içinde kendilerinin göğe yükseldiğini hissederek, bu beyaz sakallı, özürlü
sandalyesinde oturan adamı da ilahlaştırararak, Kardeşliği bulmaya ve inançlarına ulaşmaya
çalışırlarmış. Bu inanç ritüelleri esnasında çalışmayı, üretmeyi, akli melekelerini yerine getirmeyi
unutan insanlar gelecekte karşılaşacakları ululuslar arası tehditlerden habersizlermiş.
Ülkenin Ulu önderi "Kardeşlik İnancı" Locasını kapatarak kendilerine ilerlemelerinde ve toplumun
daha fazla kesimine ulaşılmasında yıllar kaybettirmiştir. Bunun intikamı sessiz ve derinden alınacaktır.
KARDEŞLİK LOCASI bu bölgede arsaları alıp, kooparatifleri kurarken, Birlikleri Üsstadların
aileleri adına kurup, şehrini genişletirken, marketlerinde, alış-veriş merkezlerinde daha çok satış
yaparken zavallı fakir halk bir tas lapa çorbası içmiş, bir parça kuru ekmek yemiş olmanın zevkinde,
Kardeşlik İnancında doruğa ulaşmıştır.
Zavallı Kardeşlik Müritleri, kadınları, Ülkenin küçük ilçelerinden otobuslere kadınları
doldurup Kardeşlik İnancı adı altında bu büyük Kardeşlik İnancı Şehrine getirip, bir tas Lapa
Çorbası yedirip günah çıkarma ritueli yaparken geçmişte kanla kurulmuş bu ülkeyi yeniden
kanla yıkmayı düşünenlere hizmet ettiklerinin farkında değillerdir.
Şehirlerde üretim durmaya başladığında, tarım arazileri, üretim fiyatlarının yüksekliği nedeniyle
azaldığında, Ülkenin artan doğa olayları ve yanlış ekonomik politikaları nedeniyle doğal ürünleri yok
olmaya başladığında, kuraklık arttığında halk biraz kendine gelmeye başlamıştı. Fakat ne lakin, eğitilen
müritlerde Ülkenin tüm alanlarına, Kamu Kurumlarına yerleşmeye başlamıştı. Hukukcular, ormancılar,
alt kademe memurlar. adalet savunucuları,................v.s.
Kelime anlamı nedeniyle kardeşliği, gerçek kardeşlik sanarak, bir tas lapa çorbası ve kuru
ekmekle kardeşlik mertebesine yükseldiklerini sananlar mutlu, gururlu tebessümleriyle bu locaya yeni
müritler katmaya devam etmişlerdi.
Yaptıkları aktiviteden öyle haz duyuyorlardı ki altlarına yeni aldıkları çipleriyle gururla fakirleşen
halkın arasında dolanıyor, makarna kesip, dolma yapıp, ikinci el kıyafetleri satarak, kardeşliğin
güçlenmesi için yeni kaynaklar yaratıyorlardı. Kardeşliğe giden her kaynağın yüzde kaçı onların cebine
gidiyordu ki?
Normal zamanlarda lapayı yemek olarak kabul etmeyenler, kuru ekmeğe dudak bükenler o kuru
ekmek, sulu, yağsız lapa için ülkelerini satmaya devam ettiklerini farketmişler miydi acaba?
TÜM BU AYDINLIK GÖRÜNEN KARANLIK OLUŞUMLARI YATTIĞI YERDEN
İZLEYEN ULU ÖNDERLERİ BOŞUNA SÖYLEMEMİŞTİ.
UYUYAN MİLLETLER YA ÖLÜR YA DA KÖLE OLARAK UYANIR.