Mutu bir evliliği olduğunu sanan bürokrat bir kadın, eşinin işleri nedeniyle girdiği labirentin
içinden ailesini, çocuklarını ve kendini kurtarmaya çalışmaktaydı. Eşine zorla kiralanan bir
orman kampında yaşadıkları ona hayatın acılarını, düşmanlıklarını öğretecekti.
O pamukların içinden çıktığını düşündüğü önceki hayatından karanlık bir ormanda elektriksiz ve
susuz yaşamaya bırakılana kadar hayatın acı yönlerini görmediğini Lemurya adını verdiği bu
cennette öğrenmişti.
O çok taptığı eşi işleri nedeniyle Başkent'e geri döndüğünde, bu cennet ormanda yalnız
kalmıştı. Yurt dışındaki iş ortağının hanımı, Şermin ile birlikte ticari ortaklıklar kurmaya ve
beraber para kazanmaya çalışıyorlardı. Verda iyi niyetiyle eşine destek olma amacıyla sorunları
ortadan kaldırmaya, eşine yardımcı olmaya çalışıyordu. Lakin o bölgede Kahramankaya
karanlık güçlerinin olduğunu bilmiyordu.
Lemurya KAMPI ( IŞIK GÜÇLERİNİN YÜKŞELİŞİ_I) Romanının kelimeler yürüyüşünün bir
yerinde;
Kadın bu cennete ilk geldiğinde cennetin içinde cehennemi bulacağından habersizdi. O
bu dünyanın insanı değildi. Kırkından sonra hayat ona görmediklerini öğretmeye
başlamıştı. Yaşam sadece iyi bir okulu bitirmekle veya iyi niyetle yaşanmıyordu. Yaşam
en güç anlarda sabretmek ve dirençle kalabilmekle sürdürülebiliyordu.
Yaşam üzerinize gelen her anafordan, her dalgadan saklanarak, uzak kalmakla da
olmuyordu. Bana bulaşmaz denilen pislikler bir gün ummadığınız ortamlarda size de
bulaşabilirdi, Sizi de damgalayabilirdi...........
Karanlıkta bırakıldığı bu ormanda, susuz ve karanlıkta geçen günler, kalbindeki ışığın
gücüyle aydınlığa dönüşecekti. Umutlar bitmediği sürece, yaşam onu istediği hedeflere
içindeki vicdanıyla birlikte sürükleyecek, sabırla tekâmüle erecekti.
Diyordu...
Romandaki kadının hayatının içinde Şems'ten Mevlana'ya akan bir mistisizm içinde var olduğu
hissediliyordu.
Hayat ve Roman gerçekliği içinde var olan duygular öyle yoğundu ki....
Kitabın yazarı araştırmacı/yazar Sn. Gülay KARAOĞLU LEMURYA KAMPI ROMANIYLA
İLGİLİ BİR İÇ HESAPLAŞMADA,
AYNADAKİ HAYALİYLE KARŞI KARŞIYA GELDİ.
İKİ KADIN KARŞILIKLI SEVGİ DOLU BAKIŞTILAR.
BU HESAPLAŞMALAR GEREKİYORDU, İNSANLARIN SORGULARINA KİATBI OKUYUP
GERİ DÖNÜŞLERİNDE ONA YAPTIKLARI YARGILAMALARINA CEVAP VERMELİYDİ.
Arkada çalan mevlevi dinletişi eşliğinde, bir insanın yalnızlıklar içerisinde kendisini en iyi
yargılayabileceği bir ortamda, bir aynanın hayalinde gülümseyerek kıran kırana bir söyleşide
buluştular.
MEVLEVİ DİNLETİSİ İÇİNDE KADININ İÇ SESİ ; Kitapta yaşanılmış olaylardaki
gerçeklik nedir? diyordu;
KIRMIZILI KADIN AYNADAKİ HAYALİNDE gülerek YANSIMASININ yüzüne baktı.
Yaşanılan, gerçekliklerin yarısından fazlasıdır. Saldırıların, tacizlerin, bir kadına kadın olduğu
için yapılan saldırıların yarısı bu kitaptadır, yarısı da yüreğimdedir.’ dedi. Yaşanılmış, gerçek
yaşamın karanlıklarından ve Işık Yolu'ndan ortaya çıkmış bir kitaptır Lemurya Kampı.
Kırmızılı Kadın;
Neden Lemurya?
Mistisizm, reenkarnasyon, astral seyahat çok inanmadığım bir konuydu. Nazan arkadaşımla
ikincil boyut ve reenkarnasyon tartışmalarımızda sürekli negatif olayları çektiğim gibi bir algı
yaratılmıştı.Yaşadığım olaylarda işgalci karanlık güçlerin gücü elinde bulundurmaları nedeniyle
suçlanan taciz edilen ve saldırılan, hanesi yağma edilen tarafta olmamdan dolayı
araştırmalarıma biraz daha derinlik kazandırdım.