Marmaris’te son dönemde yaşananlar hepimizin malumu… kentin göbeğinde günlerce süren festivaller, sahne sesleri ve bitmeyen şovlar… ama asıl ilginci ne biliyor musunuz? bütün bu karmaşanın ulusal basında neredeyse hiç yer bulmaması. Sanki yaşananlar bir sahil kasabasının kendi kendine hayıflanması, kimsenin duymak zorunda olmadığı bir uğultuymuş gibi.
Oysa Marmaris sıradan bir ilçe değil. Türkiye’nin vitrini, turizmin lokomotifi. Burada yaşanan her olay ülkenin yüzüne yansır ve basın, bu aynayı tutan en güçlü araçtır.
Basına verilen değer aslında kendine verilen değerdir
Son festivallerde yaşanan en ironik manzara ise şu oldu: sahneler büyüdü, ses sistemleri büyüdü, kalabalıklar büyüdü… ama basına ayrılan değer, ilgi, saygı? o küçüldü, hatta yok oldu.
Etkinliklere çağrılan gazetecilere gruplardan gönderilen sosyal medya mesajları, “gelirseniz bekleriz” tarzında ilgisiz duyurular… ve sonra gazeteciler gelmediğinde bir telefon bile açılmaması…
“Gelmediniz, acaba bir hatamız mı oldu?” diye sorulmayan gazeteciler… Kusur basında değil, basına verilen değerde.
Oysa herkes bilir ki Marmaris’te basın mensupları bir etkinliğe gelmiyorsa bunun nedeni ilgisizlik değildir; kendilerine gösterilmeyen değeri kendisine göstermesidir.
Festival boyunca yaşananların, başarıların ve çevreye yansıyan olumsuzlukların ya da olumlu durumların ulusal basında yer bulmaması… bu sessizlik Marmarislilerin kulağında çok daha yüksek bir gürültüye dönüşüyor çünkü duyulmayan her sorun, çözülmeyen bir sorundur.
Marmaris’in yaşadıkları görünmez kalıyorsa bunun nedeni yalnızca medya ilgisizliği değil; yerelde basına verilen düşük değer de bu görünmezliği büyütüyor.
Unutmayalım ki basın mensupları yalnız bırakılırsa bir kentin sesi de kısılır. Sosyal medya popüleritesi denen bir olay var ya işte sosyal medyada siz paylaşırsanız anı olur, gönderi olur biz paylaşırsak haber olur. Yani herkes işini yaparsa ortalık güllük gülistanlık olur.
Gazeteciye ayrılmayan alan, verilmeyen bilgi, tanınmayan emek… bunların hepsi bir kentin hikâyesini susturur. Oysa Marmaris’in hikâyesi susturulacak kadar küçük değil; aksine Türkiye’ye örnek olacak kadar büyük ve kıymetlidir.
Bu yüzden yetkililere birkaç anlamlı söz bırakmak gerekiyor: Basına değer vermezseniz Marmaris’i de görünür kılamazsınız. Basının sesini kısmak, aslında Marmaris’in sesini kısmaktır.
Saygı gösterilmeyen gazeteci yazmaz; yazılmayan sorun ise büyümeye devam eder.


