Yorgunluktan bir tat düşmüş dudaklarıma,
Bir derviş gibi yürüyorum,
Adını bilmediğim bir adamın gölgesinde.
Rüzgar, saçlarıma suskun dualar örüyor,
Çölde bir kum tanesi gibi,
kaybolmakta buluyorum kendimi
Eski hanlarda iz sürüyorum,
Yarım bırakılmış şarkılarda,
Bir dua gibi mırıldanan sesinde
Aşkı mı var, açlık mı bilemedim?
Bir hurma dalı sallanıyor uzaktan,
Ve gözlerim O kayıp ismi çağırıyor
Gecenin teninde ince bir keder,
Ay Işığı bana yollar çiziyor
Ama ben sessiz bir kuyunun içinde
Sadece adım seslerini duyuyorum
O adam hayalim mi yoksa gerçeğim mi?
Kendimi ararken aşkıma mı varıyorum?