USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Genel

TÜRKSAT 6A uydusuna yerli ve milli haberleşme sistemi

Ctech genel müdürü cüneyd fırat, "telemetri, telekomut ve mesafe ölçüm alt sistemi, uydunun can damarlarından biri. Uydu, fırlatma aracından ayrıldıktan sonra beklenen ilk sinyal son derece kritikti. 67. Dakikada ilk sinyalin geldiği bilgisi ulaştı ve o andan itibaren uydu ile iletişimimiz kesintisiz olarak devam ediyor" dedi.

TÜRKSAT 6A uydusuna yerli ve milli haberleşme sistemi
28-05-2025 10:36

TÜRKSAT 6A uydusunun haberleşme alt sistemi, diğer birçok alt sistem gibi yerli imkânlarla üretildi. 15 kişilik ekiple geliştirilen haberleşme sistemi yüzde 90 üzerinde yerlilik oranına sahip. Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm (TTM) Alt Sistemi hakkında bilgi veren CTech Genel Müdürü Cüneyd Fırat, "Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt Sistemi, uydunun can damarlarından biri. Uydu, fırlatma aracından ayrıldıktan sonra beklenen ilk sinyal son derece kritikti. 67. dakikada ilk sinyalin geldiği bilgisi ulaştı ve o andan itibaren uydu ile iletişimimiz kesintisiz olarak devam ediyor" dedi. Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’nın proje ortakları arasında yer alan CTech firması uydunun yer istasyonu ile haberleşmesini sağlayan cihazı tasarladı. CTech tarafından geliştirilen Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt Sistemi, uydunun yer istasyonuna olan mesafesinin ölçülmesi için gerekli sinyalleri yeryüzüne ulaştırıyor. 15 kişilik uzman bir ekip tarafından geliştirilen bu alt sistem, yüzde 90’nın üzerinde yerlilik oranına sahip. CTech, geliştirdiği alt sistem sayesinde 70.000 km mesafeden haberleşme sağlayacak. Ayrıca firma bu başarıya ulaşan ilk yerli firma olma unvanını da taşıyor. Sistemde kullanılan tüm bileşen ve tasarımlar, uzay şartlarında karşılaşabilecekleri aşırı sıcaklık değişimlerine karşı özel vakum test haznelerinde test ediliyor. Bu kapsamda, yüksek sıcaklık ve aşırı soğuk şartlar altında güvenilirliklerini koruyup koruyamayacakları detaylı şekilde test ediliyor. Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt Sistemini anlatan CTech Genel Müdürü Cüneyd Fırat, "TÜRKSAT 6A uydusu, diğer uydulardan çok farklı. Türkiye’nin kendi mühendisliğiyle geliştirdiği ve ürettiği ilk haberleşme uydusu. Bu projede uzun yıllara dayanan bir emek var. Süreç, 2005 yılında niyetle başladı, 2010’ların başında da somut adımlar atıldı. Proje haline gelmesi 2012-2013 yıllarını buldu ve 2014 yılında imzalanarak resmi olarak yürürlüğe girdi. Biz de CTech olarak, 2014’teki bu imzanın bir parçası olduk. CTech’in bu projedeki sorumluluğu, uydunun kontrol haberleşmesini sağlayan Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt Sistemi’ni geliştirmekti. Bu alt sistemin tüm bileşenleri CTech tarafından üstlenildi ve geliştirildi. Şu anda da sistem aktif olarak kullanılmakta. Geliştirdiğimiz TTM Alt Sistemi, uydu üzerindeki yük açısından bakıldığında kilogram olarak çok büyük değil; kapladığı hacim açısından da en küçük sistemlerden biri. Ancak işlevi son derece kritik. Çünkü uydu ile kontrol haberleşmesi kurulamazsa, uyduyu kullanmak mümkün olmuyor" ifadelerini kullandı. "CTech ürettiği telemetri ekipmanında yüzde 90 civarında bir yerlilik var"


Bütün iletişimin Telemetri Sistemi üzerinden yürüdüğünü ifade eden Fırat, "Yaptığımız siteme sıfırdan başladık. Biz Telemetri ekipmanlarını yaparken uzun yıllar hiçbir aksama göstermeden ki yaklaşık 20, 25 yılık süreçlerden bahsediyoruz. Aksama göstermeden kontrol iletişimi sağlaması gerekiyor. Burada performansın sürdürülebilir olması gerekiyor. İkinci bir hususta performansın düşmemesi gerekiyor. Burada haberleşme deyince güç iletişiminden sinyal iletişiminden bahsediyoruz. Bu sinyal iletimi bugün dünyada bizim günlük alışa geldiğimiz haberleşmeden çok farklı. Uydu bugün 36 bin 500 kilometrelerde. 36 bin 500 kilometreye rutin bir iletişimden bahsediyoruz. Uydu yörüngesine gitmeden dünyadan 71 bin kilometre kadar açıldı. Bu sırada da biz iletişimi sürdürdük ki bütün iletişim bizim yaptığımız telemetri sistemi üzerinden yürüdü. Bunların bir sürü at birleşeni var. Yaklaşık 15, 16 tane farklı ekipmanı var. Bunlar çeşitli büyüklüklerde bunların yüzde 90’nına yakını biz kendimiz tasarladık ve ürettik. CTech ürettiği telemetri ekipmanında yüzde 90 civarında bir yerlilik var" diye konuştu. "15 kişiye yakın bir ekip çalıştı"


Test aşamasından bahseden Fırat "Tasarım, üretim ve montaj süreçlerinin tamamı CTech tarafından gerçekleştirildi. ‘Dalga kılavuzu’ dediğimiz çok kritik ekipmanlar var. Bu parçalar, alıcı, verici ve antenler arasındaki sinyal iletimini sağlıyor ve son derece hassas bileşenler. 2014 yılından itibaren tüm ekipler bu projede çalışmaya başladı. Bizim tarafımızda, projenin seyrine göre zaman zaman değişmekle birlikte, ortalama 15 kişilik bir ekip görev aldı. Bu sistemleri geliştirirken özel tasarımlar yapmanız gerekiyor. Çoğu zaman bu tasarımlar tek sefere mahsus oluyor ve ciddi bir detay yönetimi gerektiriyor. Tüm bu unsurları, TTM Alt Sistemi’ni geliştirirken dikkate aldık. Burada en önemli hususlardan biri, uzayın çevresel şartlarıdır. Yaptığınız tüm tasarımların ve ürettiğiniz tüm devrelerin, çok geniş sıcaklık aralıklarında sorunsuz çalışması gerekiyor. Eksi 150 dereceden artı 200 dereceye kadar değişen bu ekstrem şartlara dayanıklı olmak zorundalar. Bir bileşeni tasarladıktan sonra, testlerini gerçekleştirmek için ısıl vakum haznesi diye adlandırılan özel bir test sisteminin içerisine yerleştiriyoruz. Bu haznede, ‘termal döngü’ adını verdiğimiz bir süreç uygulanıyor. Örneğin sıcaklık 200 dereceye kadar çıkıyor, burada belirli bir süre kalıyor, ardından hızla -150 dereceye düşürülüyor ve bu döngü test standartlarına uygun olacak şekilde tekrarlanıyor. Tüm bu test prosedürlerini bilmek ve doğru uygulamak bile uzay mühendisliği açısından son derece önemli bir birikim gerektiriyor. Gözle görülmeyen ama sistemin en kritik parçalarından biri olan yazılım da bu sürecin merkezinde yer alıyor. Hibrit devreleri istenilen hassasiyette ve performansta tasarlamak ve üretmek için mühendis arkadaşlarımız yıllarını bu işe adadı. Milletimizin bu projeden büyük bir beklentisi var. Burada yapılacak en küçük bir hata, gösterilecek en ufak bir tolerans, tüm emeğin boşa gitmesine neden olabilir. İşte bu bilinç ve sorumlulukla tüm ekip arkadaşlarımız büyük bir özveriyle çalıştı" şeklinde konuştu. "67’inci dakika da ilk sinyalin haberi geldi, Sinyal sürekli alınıyor"


Fırlatmadan sonra sinyal bekledikleri anda yaşadıkları heyecanı anlatan Cüneyt Fırat, " Devrelerden gelecek sinyal çok çok kritikti. Fırlatılma anından itibaren biz 75 dakika içerisinde sinyali bekliyorduk. Heyecanımız çok yüksekti mesuliyetimizde çok yüksekti. Çok şükür 67’inci dakika da yani 75’e gitmeden ilk sinyalin haberi geldi. Sinyal TÜBİTAK UZAY bünyesinde kurulan bir merkezden takip ekiliyordu. Bir grup arkadaşımız oradaydı. Bir grup arkadaşımız o merkezde, bir grup arkadaşımız ise fırlatma merkezindeydi. Bu sistem, uydunun kontrolünü sağladığı için fırlatmanın ilk anından itibaren açık olan bir sistem. Son derece kritik bir yapıdan bahsediyoruz. Devredeki en küçük parçanın bile çalışmaması, uydunun işlevini kaybetmesine yol açabilir. Elbette bu durumlara karşı önlem olarak yedekli sistemler de devreye alındı. Tüm yapı, risk yönetimi çerçevesinde tasarlandı. Her halükârda bizim sistemimiz sürekli devredeydi ve sinyal hâlâ kesintisiz olarak alınıyor" dedi. Fırat, Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt Sistemi’nin uydu kontrolündeki kritik rolüne ilişkin şunları söyledi: "TÜRKSAT, yer istasyonundan uyduda bir manevra yaptırmak, üzerindeki herhangi bir yazılımı çalıştırmak ya da parametreleri değiştirmek isterse, bu işlemlerin tamamı bizim geliştirdiğimiz haberleşme linki üzerinden gerçekleşiyor. Zaman zaman uydu, Dünya’nın çekim alanı, diğer kuvvet etkileri ve dönüş hareketi nedeniyle bulunduğu konumdan çok hafif şekilde kayabiliyor. Bu durumda TÜRKSAT, uyduyu belirli bir manevra ile tekrar konumuna çekiyor. Bu tür bir manevra yapılacaksa, kontrol merkezine uydunun tüm verileri anlık olarak iletiliyor. Normal şartlarda uydu sabit kalıyor ve hareket etmiyor; ancak manevra yapılacağı zaman, üzerindeki sistemler devreye giriyor. Uydunun ortasında bir yakıt tankı bulunuyor ve sıvı yakıtla çalışan bu sistem, verilen komutlara göre hangi yönden nasıl bir manevra yapılacağını otomatik olarak hesaplıyor. TÜRKSAT mühendisleri, yer istasyonundan bu manevraları gerçekleştirecek komutları hazırlıyor ve bu komutlar, sinyaller aracılığıyla bizim sistemimiz üzerinden uyduya ulaştırılıyor." "Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt Sistemi uydunun can damarlarından bir tanesi"


Telemetri, Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt Sistemi’nin uydunun can damarlarından biri olduğunu belirten Fırat, "Bu sistem, uydu üzerinden bir işlem yapılmak istendiğinde, yer istasyonundan gönderilen komutların uydu bilgisayarına iletilmesini sağlar. İletilen komutlar, uydunun diğer alt sistemlerinin çalışmasını tetikler ve uydu üzerinde istenilen ayarlamaların gerçekleştirilmesini sağlar. Mesafe Ölçüm Alt Sistemi, kritik işlevi nedeniyle uydunun temel hayatî yapılarından biridir. Genellikle veri iletiminden bahsediyoruz ancak bu sistemin bir diğer önemli görevi de uydunun konum bilgisini sağlamaktır. İsminden de anlaşılacağı üzere, sistem sürekli olarak mesafe ölçüm sinyalleri gönderir. Yeryüzünden gelen bu veriler sayesinde, uydunun hangi mesafede bulunduğu hassas şekilde hesaplanabilir. Bu da yer kontrol operatörlerinin sağlıklı manevra ve görev planlaması yapabilmesini mümkün kılar" dedi.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ