Nasrettin Hoca Kadılık da yaparken birbirinden şikayet eden ikici davacıyı haklı bulur ve olayı orada bitirir. Duruşmayı dinleyenlerden birisi Hoca’ya sorar. “Hocam, bu nasıl bir karar, her iki tarafı da haklı buluyorsun? Hoca’nın yanıtı “Sen de haklısın” olur. Ben de bu Marmaris Ralli olayını geçen yıldan biliyorum. Peki, ben bu konuda ne düşünüyorum? Bunu yazımın sonunda belirteceğim. Önce bu Ralli olayından kısaca bahsedeyim. Bilindiği üzere bu yarışma Dünya Ralli Şampiyonası olarak geçiyor. (WRC) Dünyada 11. olan Marmaris Rallisinin 10. su yine geçtiğimiz yıl Marmaris’te yapılmıştı. Bu yarışma bir yıl önceden planlandığı için bugünkü yerel ve idari yöneticiler 11. Ralli’yi önlerinde buldular. Dünya Marmaris Ralli’sinde olumsuz bir olay yaşanmadı. Bu Marmaris için güzel bir sınav sonucudur. İlgililerin yorumları, Ralli’nin Marmaris ve Ülkemize prestij kazandırdığı, tanıtmada çok büyük yarar ve ekonomik olarak da girdi sağladığı yönünde oldu. Bunlar tabii ki etkinliği olumlu görüşlerle değerlendiren, vatandaşlar ve basın mensuplarının da yorumlarıdır. Bir de bunun tamamen olumsuz yanlarını irdeleyenler var. Bunu yerel basında da gördük, okuduk. Bazı Akademik kariyerleri olan uzman kişiler bu spor dalının çevresinin zarar görmeyeceği yerlerde yapılmasını önerdiler. Özellikle Marmaris gibi doğasıyla, deniziyle, tarihi ve kültürel zenginliğiyle korunması gerektiği belirtilerek dünyada çam balı üretiminde lider bulunan yörelerimizden birisi olması nedeniyle de bal yapan arı ve kovanlara taşınan bal arılarının ve kovanların bu arazilerdeki etaplarda hızla hareket eden yarış arabalarının çıkardığı toz ve yüksek sesle olumsuz etkileneceğini gerekçe gösterip karşı çıkanlar oldu.
Bu durumda konuyu Nasrettin Hoca gibi üç tarafı da haklı bulup kapatmak istemiyorum. Tamam, turist veya halkımızın genç kesimi böyle macera sporlarını seviyorlar. Ama halkımızın tamamı, otellerimizde misafir ettiğimiz turistlerin hepsi genç değil. Bu tür organizasyonlar her kesime hitap etmelidir. Zira ‘Sitta Slow’ diye ad takılan ‘Sakin Şehirler’ dünyada tercih nedeni olmaya başladı. Turizm para kazanmak için yapıldığına göre ikinci yaş gurubu veya emekli turistler sakin ve kültür ağırlıklı doğanın içindeki tarihi yerleri ve merkezleri ziyareti düşünüyorlar. Zira meraklı olanlar ‘Ralli’ gibi etkinlikleri internetten izleyebiliyorlar. İkinci yaş gurubu turistler merkezde özellikle trafikteki kısıtlamalar yüzünden birinci gün merkezdeki gösteri ve açılışta yaşanan trafik sorunlarından rahatsız oldular. Ben de hazırlanan tribünlerde eşimle oturarak sözde gösteriye katılmıştım. Bulunduğumuz yerde sadece motor sesi ve hızlı bir sürüş duyup hissedebildim. Eve dönmede araç kalkış yerleri değişmiş olduğundan saat 22.00’ye kadar araç bulamadık. Bir taksi gördük, Armutalan’a gideceğimizi söyledik. Taksi şöföründen aldığım yanıt aynen şuydu. “Sair zaman 30 Tl. idi. Bugün 40 yaptık” oldu. Buna “Buyur buradan yak” mı denir? Bir de yüksek hızla seyircilere çok yakın dar bir kulvarda gösteri yapmanın tehlikeli olabileceğini düşündüm. Burada sürat sınırı yok mu? Endemik tür Kızıl Çam ve Günlük Ağaçlarımızın hızlı seyreden araçlardan hem yangına hassas bulunmalarından ve hem de ormandaki arılar ve kovanlar dahil bunların zarar görebileceğinden endişe duyarım. Marmaris sadece birkaç bu böylesine etkinlik için harcayamaz. Çevre ve doğasını sürdürülebilir uzun bir süreç ve geleceği için daima korumalıdır. Denizlerimizdeki balıkları birkaç yılda bitirmek amacımız olamayacağı gibi Marmaris’inde, Marmarislinin de bugün için her ziyaretçiye hitap eden özellik ve güzelliklerini bozmadan bizden sonra yaşayacak çocuklarımıza sağlam ve sağlıklı bırakmak asli görevdir. Olayın maddi değerinden ziyade manevi ve hayati yönü bana göre daha önemlidir. Saygılarımla…
Erol Uysal 17.09.2019
