USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KAYIP VE YAS

04-07-2023

Birçoğumuzun düşünmekten, konuşmaktan kaçındığı bir konu vardır; ölüm. İnsanlar sevdikleriyle beraber sonsuz bir hayatın olacağını varsayarak hayatına devam eder fakat ölüm her ne yaparsak yapalım yaşamımızın bir döneminde karşımıza çıkar ve bundan kaçmak mümkün değildir. Dolayısıyla ölümle ve sonrasında yaşanılan süreçle baş edebilmeyi öğrenmek oldukça önemlidir.

İnsanlar sevdiklerini kaybettikten sonra “yas” adı verilen bir süreç yaşarlar. Bu süreçte kaybı kabul etmek, toparlanmak, acının azalacağına olan inanç zor olmaktadır. Yas sürecinde açığa çıkan duygu ve düşünceler yaşamın doğal bir parçasıdır. Özlem, üzüntü, hüzün vb. gibi duyguların ortaya çıkmaması ileriki zamanlarda daha büyük problem olarak karşımıza çıkacağından yas sürecinde hissedilen duyguların serbest bırakılması doğru olandır. Kaybı reddetmek ve ertelemek yerine onu kaybettiğimizi ve bir daha geri gelmeyeceğini kabul etmek gerekir. Her problemde olduğu gibi tek başımıza bu problemle de baş edebilecek gücü derinlerde taşıdığımızı hissetmek gerekir.

Yas süreci bazı aşamalardan geçerek gelişmektedir. Kayıp yaşayan kişi veya kişiler ilk olarak şok yaşayarak kaybı inkar etme yoluna gitmektedir. Bu dönemde ölümü kabul etmek oldukça zordur. Yakınlarla sürekli paylaşımlarda bulunulması bu kabullenme sürecini hızlandırır. Kabul sürecinin ardından kaybedilen kişinin, yakınlarını bırakıp gittiği düşüncesi devreye girer ve ölene karşı kızgınlık duygusu açığa çıkabilmektedir. Açığa çıkan bu kızgınlık çoğu zaman başkalarına yöneltilmektedir. Zamanla ve paylaşıldıkça bu kızgınlık duygusu yerini suçluluk hissine bırakmaktadır. Kaybedilen kişiyle yapılan ya da yapılmayan şeylerden ötürü kişinin zihni meşgul olmakta ve pişmanlık hissedilmektedir. Ardından kayıp yaşayan kişi “Neden benim başıma geldi?” gibi sorularla adaletsizlikten şikayet etmeye başlamakta ve kişi ölümün bir ceza değil yaşamın bir parçası olduğu gerçeğini kaçırmaktadır. Kayıp ile açığa çıkan yalnızlık duygusu ile kişiler sosyal çevrelerinden uzaklaşabilmektedir. Hayata kaldığı yerden devam etmekte güçlük çeken kişilerin yaşadığı bu geçiş süreci depresyon olarak nitelendirilmektedir. Depresyonun süresi ve düzeyi kişiden kişiye değişmektedir. Daha sonra kişiler acıyla baş edebilir hale gelerek geleceğe daha umutla bakmaya başlamaktadır. Çok kısa sürede yas sürecinin tamamlanmasını ve hissedilen acının geçmesini beklemek mantık dışıdır. Bu süreçte kayıp yaşayan kişiler en çok zamana ve desteğe ihtiyaç duymaktadır. Yas sürecinde sabretmek, dertleşmek ve umut etmek son derece önemlidir.

Son zamanlarda yaşadığımız kayıplar dolayısıyla millet olarak acımız büyük. Paylaşarak, bir olarak acılarımızı hafifletmek dileğiyle, iyi haftalar…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?