Geçtiğimiz hafta 29 Kasım 2019 Cuma Günü beş yıldızlı bir otelde Marmaris Ticaret Odası ve ‘İzgören Akademi’ adlı kurumun sponsorluğunda ‘Turizm Zirvesi’ başlıklı bir etkinliğe katıldım. Toplantı salonuna girip kendime ortalarda bir yer bulduğumda her sandalyenin üzerinde tek sayfalık bir anket formu vardı. Önce bunu okudum. Sayın Valimiz ve Marmaris Kaymakamımız salona girdikten sonra geriye baktığımda salonun ağzına kadar dolmuş olduğunu gördüm. Bu bana göre ilk nazarda iyi bir gelişme olarak görünse de Marmarisli Turizmcilerin anılan toplantı adına bakarak ‘Turizm Zirvesi’ olarak tanımlanan bu etkinliğe değer verdiklerini, bunun yanında Thomas Cook’ olayı nedeniyle de devletin veya ilgili bakanlığın soruna bir çare bulabileceği beklentisinin de bunda rolü olabileceğini düşündüm.
‘Turizm Zirvesi’ Muğla Valimiz Sayın Esengül Civelek’in açış konuşmasıyla başladı. Sayın Civelek önemli konulara değindi. Muğla ve ilçelerini yeryüzü cenneti olarak tanımlayarak tarihi ve kültürel değerlerle zenginliklere değinerek turizmde güçlü potansiyel ve rekabet gücüne sahip bir destinasyon olduğunu söyledi. Sayın Vali ekledi. “Hızla değişen yeni nesil teknolojiler ile yaşamın her alanında var olan dijitalleşmenin bütün sektörleri olduğu gibi turizmi de etkilemektedir. Artık sürdürülebilir turizmden bahsedilebilmek için teknolojik gelişmeler doğrultusunda değişen müşteri, davranış ve beklentilerine yenilikçi yaklaşımlarla cevap verilebilmesi, sektörün, sektör paydaşlarının turizmde yenilikleri benimsemeleri, teknoloji ve dijitalleşmeye dönük yatırımlarla nitelikli personel eğitim ve istihdamına önem verilmelidir “dedi.
‘Marmaris Life’ dergisi yazarı Sayın Murat Ersan facebook’ta yayınladığı yazısında yaptığı kritiğe biraz sert eleştirel bakış katmış. Kendisini haklı da buluyorum. Örneğin Marmaris Ticaret Odamız bu etkinlikte sandalyelerin üzerine önceden bıraktıkları anket formlarında katılımcılara yanıt için sadece sorduğu projelerden haberimiz olup olmadığını sormuş. Oturumda anılan projelerin hakkında kısaca hangi aşamada olduklarına dair bilgi verilebilseydi bu etkinliği düzenleyen kurum adına artı puan kazanılabilirdi. Bunları biz biliyoruz ama eminim ki salondaki davetlilerin en az yarısı bilmiyordur. Bunlar Marmaris Bal Evi, Marmaris Yarımadası Stratejik Planı, Amos Antik Kenti, Kameriye Ortodoks Kilisesi ve bazı projelerdi. Moderatör ve diğer konuşmacı arkadaşın İtalya’nın milyonlarca turistin ziyaret ettiği Bari kasabası hakkında orada turizmin nasıl yapılmakta olduğunufotoğraflarla anlatırken belki atladığı bir konuyu hatırlatmak isterim. Turist Rehberi arkadaşlarım bilirler. 11. yüzyılda İtalyan asıllı tüccarlar tarafından Antalya’nın Demre İlçesindeki Kilise Müzesinden Patara’lı St.. Nikolaos’a ait (Noel Baba) lahdinden kemiklerinin çalınarak Bari kasabasındaki Bazilika’ya taşınması önemlidir. İşte Hıristiyan Dünyasında ve bu kasabada turizm böyle başladı. St. Nikola Noel Baba oldu ve Bari ünlendi. Bari bu günlerde hareketlidir. Noel ve yılbaşı hareketli geçecektir. Ya biz ne yapacağız? Marmaris’teki Kameriye Adasındaki küçük Ortodoks kilisesinde henüz onarım bile yapılamadı. Turizm Zirvesindeki izlediklerimiz MTO’nun üzerinde çalıştığı projelerden daha önemli değildi. Bu nedenle toplantıda bir saatten biraz fazla kalıp ayrıldım. Etkinliğin devamında neler olduğunu bilemediğim için şayet bu görüşüm daha sonra dile getirilmişse Marmaris Ticaret Odamızdan özür dilerim. Değilse, bu projelerin hangi safhada olduklarını bir yayınla Marmarislilere duyurulursa görüş ve önerilerimizi o zaman daha ayrıntılı dile getirebiliriz.
Yazımın sonunda bir anıma değinmek isterim. Biz Marmarisliler 1998 sezonunda turistlere taciz yapılmasın, zorla alışverişe veya lokantaya yemek yemeye neredeyse kolundan tutup çekilmesin için üzerinde ‘NO HASSLE’ yazılı (Tacizde bulunmama anlamında) GETOB tarafından tişörtler bastırılmıştı. Şimdi bunun sözünü bile edince hala rahatsızlık duyarım. Bilmiyorum bu çirkinlik o yıllarda gündemdeydi, acaba hala var mı? Şayet devam ediyorsa ben şunu söylerim. “Sanırım daha bizim turizm de birkaç fırın ekmek yememiz gerekecek”…
Erol Uysal 03 Aralık 2019
