“Sabret, şükret, dua et!” Mevlânâ
Gerçek aydınlanma elektrikte değil, insanın kalbinde başlar.
Edison elektriği bulduğunda sadece karanlığı aydınlatmadı; insanlığa bir yön gösterdi. Ama bugün görüyoruz ki, ışıklar ne kadar parlak olursa olsun, vicdan karanlığa gömülmüşse hiçbir şey görünmez hale geliyor.
Manisa’da bir okul müdürünün bir öğrenciyi merdivenden ittiğini, yıllar önce Erzurum’da bir yöneticinin “işe yaramıyorsa imha edeceksin” dediğini duyduğumuzda, hepimizin içi sızladı. Bu sözler, ne eğitime ne insanlığa yakışır.
Oysa yıllar önce Almanya’da bir Türk ailesine misafir olduğumda bambaşka bir manzaraya tanık olmuştum. Ailenin engelli çocuğu, her sabah özel araçla okula götürülür, güler yüzlü iki görevli tarafından sevgiyle karşılanırdı. Çocuk, o insanları görmeyi sabırsızlıkla beklerdi. Çünkü o araç, sadece bir taşıt değil, insanlıkla kurulan bir köprüydü.
Peki bizde o köprü neden gelişmiyor?
Ne zaman sevgiyi, güveni, saygıyı tadacağız?
Bugün “kimseye güvenme” diyen bir toplum olduk. Oysa bu, aynı zamanda “kimseye saygı gösterme” anlamına gelir. Büyüğe saygı, küçüğe sevgi kalmadıysa, nedeni bu yanlış öğretiler değil midir?
Davranış, Görgü ve Değer Eğitimi Yeniden Başlamalı;
Ailede, okulda, medyada…
Her yerde yeniden insan olmanın inceliği anlatılmalı.
Köşe yazarları, dizi senaristleri, yönetmenler ,hepsi bu sorumluluğun bir parçası olmalı.
Popülerlik uğruna yozlaşan senaryolar yerine, insana dokunan hikâyelere dönmeliyiz.
Kapitalizmin ışıkları, vicdanın ışığını söndürmemeli.
Öğretmenlerimizin uzun tatil dönemlerinde sadece dinlenmeleri değil, psikolojik destek ve mesleki gelişim eğitimleriyle güçlenmeleri sağlanmalı.
Çünkü “herkese, her yaşta eğitim” sadece bir hedef değil, toplumsal iyileşmenin reçetesidir.
GERÇEK AYDINLANMA NEREDE?
Bugün liyakat yerine güçle gelen yöneticiler, topluma örnek olamıyor.
Kibir, insanların gözünü perdelemiş durumda.
Oysa gerçek aydınlanma, elektriği bulan Edison’un değil, insanın içindeki vicdan ışığını yakabilenlerin başarısıdır.
Edison’a insanlığa kattığı ışık için elbette minnettarız.
Ama asıl ışık, insanın kalbinde yanarsa, dünya gerçekten aydınlanır.
İnsanın başarıyı, mutluluğu yaşaması; vicdanların ışığıyla olur.
Her işimizi hakkıyla yaparsak, başarının yolu kendiliğinden açılır.