?>
KAPI KOMŞUMUZ YUNANİSTAN
Kapı komşumuz Yunanistan, yaklaşık 10 milyonluk nüfusu ve 132 bin kilometrekareye yaklaşan yüzölçümüyle Avrupa’nın en parçalı coğrafyalarından birine sahip. Ülkeyi farklı kılan asıl unsur ise binlerce adadan oluşan yapısı. Kaynaklara göre ada sayısı 1.200 ile 6.000 arasında değişiyor; ancak yalnızca 170–220 kadarı sürekli yerleşime açık. Bu tablo, Yunanistan için hem büyük bir turizm avantajı hem de ağır bir ekonomik yük anlamına geliyor.
Girit, Rodos ve Kos gibi büyük adalar kendi iç ekonomik döngülerini kısmen çevirebilirken, küçük adaların önemli bir bölümü kamu destekleriyle ayakta duruyor. Ulaşım, altyapı, sağlık ve güvenlik hizmetlerinin her adaya ayrı ayrı ulaştırılması, merkezi bütçede ciddi bir baskı yaratıyor. Bu coğrafi dağınıklık, Yunanistan’ın kronik mali sorunlarının arka planındaki en önemli ama çoğu zaman göz ardı edilen nedenlerden biri.
2024 yılı, Yunanistan turizmi açısından parlak bir yıl oldu. Turizm gelirleri %5,4 artarak yaklaşık 21,7 milyar avroya ulaştı ve ülke GSYİH’sinin %13’ünü oluşturdu. Gelirin %84’ünden fazlası yabancı turistlerden sağlandı. Özellikle Ege adalarında uygulanan kapıda vize kolaylığı, Türk turist sayısını tarihi seviyelere taşıdı. Marmaris’ten Rodos’a kapı vizesiyle gidenlerin sayısı 2025 sezonunda yüz bini aşarken, 2024’te Yunanistan’ı ziyaret eden Türk turist sayısının 1,2–1,5 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu tablo, komşuluk ilişkilerinin ekonomik açıdan ne denli büyük bir potansiyel taşıdığını açıkça gösteriyor.
Yunanistan’da net asgari ücret yaklaşık 705 avro seviyesinde. Artan hayat pahalılığı karşısında bu rakam, özellikle genç nüfus için yetersiz kalıyor. Bu nedenle iş gücü göçü devam ediyor. ABD, Avustralya ve Kanada başta olmak üzere pek çok ülkede, neredeyse ülke nüfusuna yakın sayıda Yunan vatandaşının yaşadığı biliniyor. Üstelik toplumun önemli bir kesimi, Schengen sistemine dahil olmanın ekonomiyi zayıflattığını düşünüyor.
Deprem kuşağında yer alan Yunanistan, yeni inşaat projelerinde Japon mimarlarla çalışıyor. Glyfada bölgesi, bu modern ve dayanıklı yapılaşmanın öncülerinden biri olarak öne çıkıyor.
Öte yandan Yunanistan, tarihi mirasını koruma konusunda son derece titiz. Şehir merkezlerinde bile muhafaza altına alınmış antik kalıntılarla karşılaşmak mümkün. Bazen tek bir kolon, bazen yalnızca bir duvar… Ama tarih mutlaka yaşatılıyor. Özellikle adalardaki kaleler, Osmanlı döneminin izlerini; adalarla Ege kıyılarımızdaki, Marmaris mimarisiyle benzeşen kültürel sürekliliği açıkça ortaya koyuyor.
Euro Bölgesi üyesi olmak, para politikasında esneklik sağlamadığı gibi, kriz dönemlerinde manevra alanını da daraltıyor. İşsizlik, bürokratik verimsizlikler ve dış ticaret açığı çözüm bekleyen başlıca sorunlar arasında.
Yunanistan’ın ihracatı ağırlıklı olarak petrol ürünleri, ilaç, alüminyum ve tarım ürünlerinden oluşuyor. İthalatta ise enerji, gemi ve teknoloji ürünleri öne çıkıyor. Bu yapı, ekonomideki dışa bağımlılığı artırıyor. Turizm bu açığı kısmen kapatsa da ekonominin tek taşıyıcı kolu hâline gelmesi kırılganlığı beraberinde getiriyor. Yunanistan ekonomisi, turizm sayesinde ayakta duran; Adaların sunduğu doğal ve kültürel zenginlik büyük bir fırsat. Bu zenginliğin sürdürülebilir bir ekonomik dengeye dönüşebilmesi için kalkınma politikasındaki kapı vizesi antlaşması iyi bir hamle….
Komşu bir ülke olarak temennimiz; turizmin ötesine geçen, daha dengeli ve kapsayıcı bir ekonomik dönüşümü başarmaları.
Malum… “Komşuda pişer, bize de düşer.”
YAZARIN DİĞER YAZILARI