USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

08-07-2023

 

                                                              

 

         18 Mart Çanakkale Çanakkale Zaferinin 108. yıldönümündeyiz. Dünya Tarihine “Gallipoli Savaşları” adıyla da geçmiş bu savaş her iki tarafın, diğer bir deyişle, İtilaf ve İttifak cephelerinin deniz ve karada takriben yarım milyon insanca zayiatıyla son bulmuştur. Hepimizin çok iyi bildiği üzere, 1. Cihan Savaşı öncesi Avrupa’daki silahlanma yarışı devam ederken, Osmanlı İmparatorluğu günden güne topraklarını kaybediyor, siyasi, ekonomik ve askeri yönden kötü bir durumda bulunuyordu. Avrupa’daki durum ise, Balkan Savaşının ardından küçük bir kıvılcımın cihan savaşına dönüşeceği bir ortamı hazırlamıştı. Sonunda, Avusturya veliahdının bir Sırplı tarafından öldürülmesi savaşın patlak vermesine bahane oldu.  İtilaf Devletleri ( İngiltere, Rusya ve Fransa) bir kanadı oluştururken, (Almanya,Avusturya, Macaristan) İttifak Devletleri diğer blokta yer aldılar.

 

         Osmanlı İmparatorluğu başlangıçta seferberlik ilan etse de tarafsızlığını korumuştu. Ne zaman ki Almanya ile yapılan gizli bir ittifak ile Osmanlı Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Başkomutan vekili Enver Paşanın isteğiyle Alman Amiral Souchon getirildi, işte o zaman Osmanlının bu atamayla nerede yer alacağı belli olmuştu. İngiliz harp gemilerinin takibinden kaçan ‘Goben’ ve ‘Breslau’ adlı Alman savaş gemileri Çanakkale Boğazından Marmara’ya geçtiler. İtilaf Devletleri bu gemilerin kendilerine verilmesini istedi. Verilen yanıtta satın alınmış olduğu ve isimlerinin ‘Yavuz’ ve ‘Midilli’ olarak değiştirildiği bildirildi.  Türk sancağı taşıyan bu gemiler Karadeniz’e çıkarak Odessa, Sivastopol ve Novrosky limanlarını bombalayıp ve bazı Rus gemilerini batırdılar. Bunun üzerine, Rusya 2 Kasım 1914’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti. 3 Kasım günü, İngiliz harp gemileri Çanakkale Boğazını bombaladılar. Böylece, İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’ne karşı fiilen savaşı başlattı.  

         Türk ve Alman Kurmaylarının hazırlamış olduğu harekât planının temel ilkesi, savaşın kesin sonuç bölgesi olan Avrupa cephelerinde Almanya’nın yükünü hafifletmekti. Yaklaşık bir milyon kişilik Türk Silahlı Kuvvetlerinden 1.ve 2. Ordular Marmara ve Boğazlar Bölgesinde, 3.Ordu Kafkas Cephesinde, 4. Ordu da Suriye ve Filistin Cephesinde savaş durumuna geçtiler. Kafkas Cephesinde ilerleyen Rus kuvvetlerine karşı başarılı savunma harekatları icra edildi. Ancak, 22 Aralık tarihinde Başkomutan vekili Enver Paşa’nın yönetimindeki kış taarruzu hava şartları nedeniyle başarısızlıkla ve büyük bir zayiatla sona erdi.

         İngiliz Hükümetinin isteği üzerine Çanakkale Boğazını geçmek, Ruslara yardım etmek ve Türkleri tecrit etmek amacıyla, denizden saldırıyı başlatmak isteyen İtilaf Devletleri donanması hazırlık atışlarından sonra 18 Mart 1915 sabahı Çanakkale boğazından geçmeyi denediler. İşte, 108 yıl önce, o gün, en gözde savaş zırhlılarıyla Çanakkale Boğazını geçip Marmara Denizi ve İstanbul’a ulaşmayı amaçlayan düşman zırhlıları kahraman Türk askerlerinin kıyı tabyalarından ateşledikleri toplar, Yzb. Nazmi Bey’in komutasındaki mayın gemisi Nusret’in döşediği mayınlar sayesinde birer birer boğazın soğuk sularının dibini boyladılar. Tüm komutanlar, Yahya Çavuşlar, Seyit Onbaşılar, Er Ahmet, Mehmetler Gelibolu Yarımadasında kahramanlık destanı yazdılar.

 

Boğazdan geçmeye muvaffak olamayan düşman Settülbahir, Kabatepe, Arıburnu ve Anafartalar’a amfibik çıkarmalar yaparak karadan Marmara ve İstanbul’a ulaşmayı denemişse de başta Kurmay Albay  Mustafa Kemal olmak üzere kahraman Türk askerinin canını, kanını feda ederek savunduğu vatan topraklarından Boğazdan olduğu gibi karadan da geçmeyi başaramayıp savaş alanından gerisin geriye çekilip gittiler. Bu mağlubiyetin hıncını almak için Ege ve Akdeniz’deki kıyı kasabalarını bombalayarak masum insanların ölüm ve yaralanmasına neden olmuşlar, 1919 yılında da Anadolu işgalini denemişler, orada da bir tokat yiyip dönmüşlerdir. Bu arada, Marmaris Kalesi bombalanmış, masum hemşerilerimizden çocuk ve kadın dahil birçok hemşerimiz şehit olmuş, yaralanmışlardır.

   

         Değerli okurlar; 108 yıl önce ve takriben 8 ay devam eden bu savaşta her karış toprak yüz binlerce şehidimizin kanıyla sulanmıştır. Şair Necmettin Onan şimdi Boğazın bağrına yazılı şiirinde bakın ne diyor:

 “Dur yolcu, durmadan gelip bastığın bu toprak, Bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğün bu tümsek Anadolun’da. İstiklal uğruna, namus yoluna, can veren Mehmet’in yattığı yerdir.” 

         Bu çok anlamlı günde kahraman askerleri bir kez daha minnet ve şükranla anarken, aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyoruz. Türk Ulusu ve onun kahraman silahlı kuvvetlerinin ayni cesaret ve inançla vatan savunmasında canlarını feda etmekten çekinmeyecekleri güvenç ve inancıyla “Yüce Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.”

diyoruz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?