Bundan tam 60 yıl önce Türkiye ilk Askeri İhtilal veya darbeyi yaşamıştı. Genç subaylardan bir grubun Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra demokrasiye karşı giriştiği bu hareket 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılmıştı. Aradan tam 60 yıl geçti. Bu girişimin yapıldığı günlerde İstanbul Hadımköy’e yakın Kapıkarakolu ‘ adıyla bilinen bir tank taburunda henüz 4 yıllık astsubaydım. Birliğimize verilen görev Yassıada’ya gönderilecek tutuklu Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve diğer arkadaşlarının emniyetini sağlamaktı. Anımsadığım kadarıyla O zaman adı ‘Yeşilköy’ olan alan civarında tanklarımızla bir iki gece kalmıştık. Sonra garnizonumuza döndük. Aynı yıl Ağustos’ta Erzurum Kandilli’deki Zırhlı birliğe, bir yıl sonra Aşkale’deki Tugay’ın Keşif Bölüğüne tayinim çıktı. Burada ilk görevim bölüğümü 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Tören Geçişi ve gösterilere hazırlamak oldu. Sonra Tugay’dan gelen bir emirle Aşkale’nin Kaban Dağı kuzey eteklerine devasa büyüklükteki büyük harflerle ‘27 Mayıs’ sloganı yazdırmak görevi verildi. Yedek subay mühendis asteğmenle askerlerimize taşıttığımız büyük blok dere taşlarının dağa taşınmasında epey zorluk çekmiştik. Sonunda bitirip kireçle badana yaptırınca içeriğini olmasa da Aşkale Tren İstasyonundan görüntüsünü beğenmiş, verilen görevi yerine getirmiştik. Milli Birlik Komite Başkanı ve Cumhurbaşkanı olan Orgeneral Cemal Gürsel Doğu illerini trenle ziyarete giderken Aşkale Tren istasyonunda kaldığı vagonun penceresinden bir konuşma yapmıştı. Biraz üşüttüğü için üzerinde pijaması vardı. Şehre, halka konuşmaya çıkmadı. Ben de inzibat subaylığı görevindeydim. Komutanlar 27 Mayıs sloganını dağın bağrına yazdırıp Cemal Gürsel’e göstermeyi mutlaka önermişlerdir. Aradan yıllar geçti. Hükümetler değişti. İdamlar oldu. Bizim ve askerlerimizin emeğiyle dağın yamacına yazdırılan yazı sildirildi. 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı yürürlükten kaldırıldı. Şimdi, Yassıaada ‘Demokrasi ve Özgürlük Adası ‘oldu. Hürriyet’te Yazar Sayın Sedat Ergin 27 Mayıs’ı ardı ardına 2 gün yazdı. Sayın Ergin İmralı’daki idam kararlarının uygulanmasında o zaman Ordu Foto Film merkezinde görevli Astsubay İsmail Şenyüz’le (87) bir röportaj yapmış. İdamların nasıl yapıldığını ayrıntısına kadar ondan öğrenmiş olduk. Bu durum demokrasimize acı bir ders oldu. Tarihini, geçmişini iyi bilmeyenler, bilmek istemeyenler geleceklerini tayinde zorlanırlar. Darbe demagojisinden siyaset yapmak çağı çoktan geçmiştir. Çağ dışılıktır.
Erol Uysal 29 Mayıs 2020
