USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BARIŞ PINARI

10-07-2023

Günlerdir Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyinde yuvalanan terör örgütlerine dönük “Bir gün ansızın gelebiliriz” sloganıyla çağrıda bulunmuştu. Amacı onları terörden ve bu kötü amaçlarından vazgeçirmek ve caydırmak, bölgeyi terk etmelerini sağlamak içindi. Son gelişmeleri TV’lerden izler, gazetelerden okuyorduk. Hatta Cumhurbaşkanımızın aylar öncesinde söylediği bu slogan özellikle TV izleyicilerini “Yapılacaksa biran önce yapmamız gerekiyor” demeye getirmişti.   Bir bakıma da böylesi slogan düşmana hazırlanma, iyi mevzilenme şansı da vermiş olacaktı. Bana göre son gelişmeler harekâtın mutlaka yapılacağı havasını vermişti. Yapılması da geç bile kalsa yerinde olmuştur. Nitekim 9 Ekim 2019 Çarşamba günü saat 16.30’da Türk Hava Kuvvetlerimizin F-16 uçaklarının önceden belirlenen terör yuvalarını bombalamasıyla operasyon başladı. Bizim tankçılar ve kara birlikleri uçak ve topçuların atışları sonrası hedeflere doğru ilerlemeye başladılar. Bu yazıyı yazdığım cumartesi günü harekâtın 4. günündeyiz. Diğer bir askeri deyişle D+4’ deyiz. Operasyonun bir iki gün öncesinden TBMM’deki güven oylamasında HDP haricinde tüm partiler müdahale için olumlu yanıt verdiler. Bu hem askerlerimize ve hem de hükümetimize dolaylı bir moral oldu. HDP bu politikasında iyi bir davranış sergilemedi. Dileğimiz ‘Barış Pınarı’  harekâtı adı üzerinde askerlerimize barış, başarı ve pınar suyu gibi duru sonuçlar sağlasın.      

 

Cumhurbaşkanımız harekât öncesi Birleşmiş Devletlerde yaptığı konuşmada komşumuz Suriye’nin PKK, PYD, YPG ve DEAŞ (Işid)  gibi terörist unsurların sınıra yaklaşarak Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye sokmakta olduğunu, sivil halkın bu ortamda göçe zorlandığını ve öncesinde Türkiye’nin 3.5 milyon Suriyeliyi halen ülkesinde barındırmakta olduğunu, vaat edilen yardımların verilmediğini, bunun böyle devamı halinde gümrük kapılarımızı açarak bunları Avrupa’ya salacağımızı söyledi. Ayrıca NATO’nun üyesi bir ülkeye terörist olarak eylemler yapan bu düşman güçlerin hem Suriye’ye hem Türkiye’ye vermekte olduğu zararı hiç umursamayan üye ülkelerin bırakın harekâtı desteklemelerini, destek yerine köstek olduklarına görüyoruz.  Cumhurbaşkanı bu tespitlerinde tamamen haklıydı. Zira terörün başını ezmezseniz bir gün kendilerine de ulaşabileceği hiç düşünülmüyordu. Hatta ABD ve Başkan Trump bu örgütlerin bazılarına askeri silah ve malzeme yardımı yapıyordu. Buna biz “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ diyebiliriz.

 

ABD, Suriye’ye yapılacak askeri müdahalenin 480 km uzunluğu ve 32 km derinliği geçmeyecek saha içinde kalmasını öneriyor. Bu bir terör temizlik hareketidir. Daha güneye kaçan teröristleri bizim ortadan kaldırmamızı istemiyorsanız o zaman bunu siz yapın. Batı bugün için ikiyüzlü bir tavır sergiliyor. ABD, Fransa, Almanya ve bazıları kendi ülkeleri dışındaki terör örgütlerine maalesef bizim baktığımız gözle bakmıyorlar… 

 

Güney komşularımız Irak ve Suriye yıllardır hep sorunlu komşularımız oldular.

Sınır kaçakçılığı, darbeler, iç savaşlar ve buralara yapılan dış müdahaleler

bize de hep zarar verdi. 1958 yılında Irak’ta Başbakan Nuri Sait Paşa öldürülünce Amerika’nın isteğiyle bizim de bölgeye intikalimiz söz konusu olmuştu. İstanbul Kartal Maltepe’deki Zırhlı Tugayımızın Tank Taburu ile trenle İslâhiye’ye gelmiştik. O zaman bildiğimiz Suriye’nin başşehri Şam’a kadar girecektik. Eskiler neden “Ne Şam’ın şekeri ne de Arab’ın yüzü” demişlerdir hiç merak edeniniz var mıdır? Tanklarımızı makiler arasında gizleme yaparak sınır bölgesinde günlerce kalmıştık. Yine Emekli olduktan sonra Sefer Görevimde 1988 ‘Mehmetçik Manevrasında Urfa ve Mardin- Gerik bölgesinde takriben bir ay görevde bulunmuştum. Osmanlı Döneminde Türk Ordusu Yemen çöllerinde, Libya’ Trablusgarp, Suriye Irak’ta Arapları da himayelerine alan İngilizlerle savaşmış, arkamızda binlerce şehit bırakmış,  Anadolu’ya, Atatürk’e ve kurduğu Cumhuriyete dönmüştük. O yüzden bu bölge halkımız tarafından bir bataklık olarak bilinir, yakın tarihimizde acı hatıralar olarak kayıtlıdır.   

‘Barış Pınarı’ Harekât’ı planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor. Geniş bir alanda birkaç cephede cereyan eden harekâtın Kahraman Ordumuzun bir kolordu düzeyindeki özel birlik dâhil kara birlikleri, THK desteğinde ilerleyişini heyecanla TV’lerden izliyor, gazetelerde okuyoruz. Suriye Özel Ordu birlikleri de (ÖSO) bu harekâtta Mehmetçikle beraberler. Teröristlere gereken ders verilecek, güvenli bölgeye Suriyeli Göçmenler yerleştirilecektir. İşte bu olay zaman alacaktır. Emperyalist güçler menfaatleri için buradan söylendiği gibi tamamen çekilip gitmeyecek, Araplar birbirleriyle savaşmaktan dışarıdan gelen bu çıkarcı güçlere yine teslim olacaklardır. Ülkemizin yaptığı bu harekât uzun bir sınırımız olan Suriye ile güvenliğimizi sağlamlaştırmak, Suriyeli göçmenleri kendi topraklarına dönmelerini kolaylaştırmak içindir. Kahraman askerlerimize, özel birlik, polis, Jandarma, Korucu ve ÖSO Birliklerine ‘Barış Pınarı’ harekâtında başarı diliyor, Mehmetçiklerin sağlıkla, barış ve güvenlik içinde ailelerine kavuşmalarını diliyorum. Allah yardımcıları olsun!

Erol Uysal 12.10.2019

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?