Geçen bir yıl; beyin kanaması, hastane süreci, üzerine kovid yasaklamaları, iyileşme çabalarımla geçti. Dolayısıyla, beni ve eşimi alışık olduğumuz sosyal kültürel etkinliklerden mahrum bıraktı.
“Yeni Sayfa gazetesi”nin sahibi yayın müdürü Sayın Arzu Sarıtaş beni arayıp 17 Eylüldeki doğum gününüzü kutlamak istiyoruz, bir programınız var mı, dediğinde açıkçası endişelendim. Şimdiye kadar ailemle mütevazı bir şekilde kutladığım doğum günlerinin dışında bir etkinliği acaba sağlığım kaldırabilecek miydi? Bu endişemi dile getirdiğimde Arzu Hanım, merak etmeyin sizi yormayacağız, siz bizim konuğumuz olacaksınız, diyerek beni teskin etti.
Kızım Şule ve damadım Hayrettin’le irtibata geçip yer olarak da damadımın işletmecisi olduğu Uysal Motel’i seçmişler. Belirlenen saatte otele gittiğimde gözlerime inanamadım, komşularımız, emekli astsubaylar derneğinden arkadaşlarım, yeni sayfa gazetesi çalışanları,Manşet gazetesi çalışanları, ailem hepsi oradaydı. Daha sonra Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Oktay da katıldı. Ege Bölgesi sorumlusu Abbas Satır Bey, yazdığı “Rüzgârlı Sokak” kitabını hediye etti, Belediye Başkanımız, büyük Marmaris depreminde çekildiğimiz bir aile fotoğrafını büyütüp çerçeveleterek hazırlatmış Belediyemizin hazırladığı “Tarih Bülteni’yle birlikte hediye etti. Her biri beni farklı şekillerde mutlu etti. Özellikle Tarih Bülteni benim için çok geliştirici oldu. Gerek fotoğrafların güzelliği gerekse yazılarımı içinde görmek tarif edilemez bir mutluluk. Başta Belediye Başkanımız olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Konuşmamda” Bana gelene kadar Marmaris’e emeği geçmiş ne ağbilerimiz, büyüklerimiz var. Ben bunu, bu katılımı, bu yüce gönüllülüğü hak ediyor muyum diye düşündüm.” deyince sağ olsunlar, benim emeklerimin Marmaris için çok önemli olduğunu söyleyerek beni onurlandırdılar. Yaşarken hak ettiği ilgiyi görebilmek çoğu insana nasip olmayacağı için kendimi bu anlamda çok şanslı hissediyorum.
Bu yazıyı yazarken hava güzel yaz günlerini aratmıyordu. Son anda ülkemize geliveren İngiliz turistler şimdi yazdan kalma günlerin tadını çıkaracaklar. Sonra yağmurlar başlayacak, Karaca’da narlar tatlanacak, tam göller, ırmaklar kurudu derken yağmurlar başlayacak, barajlar dolacak, yanmış ormanlarımızdan ufak, yeşil filizler çıkacak, toprak hasret kaldığı suya doyacak ve doğa kendini tekrar küllerinden doğarak yaşatacak. Ama insanoğlu, belki de, sınırlı ömrüyle o yeni doğan günü göremeyecek. Doğum günü deyip geçmeyin; aldığımız her yaş, ömrümüzden eksilen bir yıl demek aslında. Kutlanması gereken, yaşarken dolu dolu yaşamayı bilmek, üreterek, yardım ederek, çare bularak yaşayabilmek.
İşte bu yüzden bunları yapabildiğime beni inandıran, doğum günümde emeği olan herkese sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim. Umarım bu satırları okuyan herkes 85 yaşına bu güzelliklerle, bu duygularla girer.
EROL UYSAL
