Geçtiğimiz Cuma akşamı Kadıköy Saracoğlu Stadında Fenerbahçe Antalyaspor’u konuk etti. Maç öncesi her şey biz Fenerbahçelilerin istediği düzeydeydi. Taraftarlar Stadyumu doldurmuş, beklentiler, görüşler, tahminler çok gollü bir galibiyet adına kilitlenmişti. Marmaris’ten de maça giden taraftarlar vardı. Maçı Fenerbahçe alacak, Alanyaspor deplasmanda yapacağı maçı kaybedecek, aradaki üç puanlık fark kapatılarak puan sıralamasında liderliğe tekrar çıkılacaktı.
Bir Fenerbahçe taraftarı olarak maçı TV’den izledim. İlk dakikalarda kolay bir gol yedik. Zaman uzundu, “Nasıl olsa atarız” dedim. O gol bir türlü olmadı. Sinirlendim. Hakemin rakip takımın oyuncusunun ceza alanında topa açık bulunan elle dokunmasına “Eli bedenine yapışıktı” diyerek penaltı vermemesi, ‘VAR’ a gitmemesi, Emre’ye yapılan faulü görmemesi gibi taraflı kararları oyuncuların da sinirlerini bozdu. Hakem hatasını telafi için sonradan yanlış kararlar da verdi. Bizim oyuncular da beceriksizdi. Gece uykum kaçtı. Kalkıp bu yazıyı yazdım. Sonra biraz rahatladım.
Yazının, sözün özü; Biz Fenerbahçeliler umduğumuzu değil, bulduğumuzu yedik. Zaten yakın geçmişte biz Antalyaspor’dan deplasmanda da zor galibiyet alıyoruz. Hele ligin daha başında adları büyük takımlarımız Anadolu takımlarına karşı başarılı değiller. Super lig ve Avrupa Ligi maçlarında da henüz başarılı sonuçlarımız yok. Öyleyse, Atalarımızın şu sözünü tekrarlayalım. “Büyük lokma ye, büyük söz söyleme” veya “Bükemediğin bileği sıkacaksın” deyip Antalyaspor’u tebrik ederek önümüze bakalım…
Erol Uysal 06 Ekim 2019
