USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER …

08-07-2023

Yazı başlığım; Gençlik yıllarımızda günlük yaşantımızda güzel ve mutlu anılarımız için söylenen romantik ve anlamlı bir atasözümüzdür. Bu deyişi şimdilerde az dile taşıyorsak bunun nedeninin hayaliyle yaşayabileceğimiz değerlerin günden güne azaldığıdır. Biz yine de sağlık ve mutluluk başta olmak üzere ulus adına hayal edeceğimiz zengin bir tarih ve kültüre, coğrafyaya sahip olduğumuzu, güçlükleri yenme gücümüz olduğunu unutmayalım.

Bugün, 15 Temmuz 2016 ‘Demokrasi ve Birlik Günü’nü resmi tatil olarak kutluyoruz. Atatürk’ün 29 Ekim 1923 tarihinde kurduğu Demokratik, Sosyal bir Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde benim yaştaki vatandaşlar iki defa askeri darbe yaşadılar. Bunlardan ilki 27 Mayıs 1960 tarihinde olmuştu. Ben o zaman orduya katılmış 4 yıllık genç bir astsubaydım. Anılan darbe sonrası Ağustos ayında tayinim o zaman Erzurum Aşkale’deki Tugay’ın Keşif Bölüğüne çıkmıştı. Tugay Komutanlığınca Keşif Bölüğüne verilen emirle Aşkale’nin şehir merkezinin tam güneyindeki hâkim tepe üzerine ’27 Mayıs’ sloganı yazılması emredildi. Bölük Komutanımızın bize verdiği emir üzerine günler süren bir çalışmayla, büyük taşları derelerden toplayıp dağın zirvesine taşıttık. Sonra bunu kireçle boyadık.  Aşkale tiren istasyonundan tepeye baktığımızda yaptığımız işin görüntüsünden büyük haz duymuştuk.

Sonra Ne oldu?  27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı, 27 Mayıs Darbesi sonrasında Millî Birlik Komitesi tarafından 3 Nisan 1963 tarihinden 1982 Anayasasının yürürlüğe girmesine kadar geçen yirmi yıla yakın bir süre sonrasında başka bir darbeyle kaldırıldı. Böylece bizim tepeye yazdığımız sloganın miadı da dolmuş oldu. Bunu da uygulamadan kaldıran 12 Eylül 1982 Askeri darbesiydi.

Bunlar, demokrasimizi tam ve çağdaş işletmeyi iyi beceremememizin acı hatıraları olarak kaldı. En son 15 Temmuz 2016 tarihinde askeri müdahalesinde kan döküldü. Somut görüntüsüyle, bu güzel ülkemizin gelecekte başka bir demokratik olmayan yöntemle boğuşmak zorunda kalabilir mi diye düşünebiliriz. Bence söyleyeceğimiz tek söz şu olmalıdır. “Hayır, insanımız çağdaş medeniyet seviyesindeki düzeye Ulu Önder Atatürk’ün çizdiği yolda, emin adımlarla ulaşmak için yürümelidir. Demokrasiye vurulan darbeler ülkemizi maalesef Atatürk’ün gösterdiği medeniyet seviyesine ulaşma ve daha ileri gitme yolunda olumsuz etkilemiştir. Sağduyulu vatandaşın Cumhuriyeti yaşatma, ilelebet el ele, kol kola Atatürk’ün yolundan gitmek suretiyle aydınlığa daha kolay çıkacağına olan inancı daha da artmıştır. Bu yolda barış ve kardeşliğe, dayanışma ve işbirliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?