USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KÖTÜMSER OLMAYALIM

10-07-2023

2019 Yılını geride bırakıp yeni 2020 yılından bir haftayı çabucak geride bıraktık. “Zaman su gibi akıp gidiyor “ diyoruz da bazen yeri geldiğinde bir iki dakika beklemeye bile tahammül edemediğimiz oluyor…  

 

Geçtiğimiz gün Hürriyet Gazetesinde  “İşte Turizmi Zıplatacak Rapor” başlığı altında bir değerlendirme yazısı okudum. ‘Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği’ (TUSİAD) ile “Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’ (TTYD) bir rapor hazırlamışlar. Buna göre, rapordaki senaryolar gerçekleşirse 2033’te (yani 13 yıl sonra) ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 104 milyona, bırakacakları döviz ise 119 milyar dolara çıkacakmış. Bunun olması için toplantıya katıklan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Ersoy tüm yapılacakların dışında turizm sektöründe zihniyet ve vizyon değişimine ihtiyaç duyulduğunu belirtmiş. Tabii ki bu öneriye tamamen katılıyorum. Yaşanan sıkıntılarla duyulan ihtiyaçlara  çareler aranmalı, mutlaka güncelleştirilmelidir.    

 

!960’lı yıllarda İzmir NATO Karargâhında görevliydim. İyi anımsıyorum, o yıllarda ülkemize gelen yabancı turist sayısı yılda 200 bin civarındaydı. Turizmi teşvik için kamu görevi yapan ve yabancı dil bilenlere bazı büyük merkezlerde rehber kursları açılmış, ben de bu kursa İzmir’de katılmıştım. O yıllarda sayıları az ve başka görevde iştigal eden rehberlerin bugün için sayısı zannederim 15 bini geçmektedir. Üniversitelerden Rehberlik Bölümlerinden mezun olanlarla bu sayı her yıl artmaktadır.

 

2019 yılına göre yurdumuzu ziyaret eden turist sayısı 50 milyonu bulmuş deniliyor. 1960’lı yıllardan başlayarak devamlı ivme gösteren turist başına harcama bazı yıllar haricinde hep artmıştır. Anılan toplantı ve hazırlanan raporda turist başına harcamanın 1150 dolar olabileceği kaydedilmiş. Bu rakamı aşırı iyimserlik olarak görmemek gerekir. Hizmet, tesis ve çevre, tarihi ve kültürel değerlerimiz ve alt yapı buna imkân vermektedir. Turizm, genç nüfusu olan ülkemiz için bir istihdam kapasitesi yarattığı gibi gelen turistlerin bıraktığı katma değerden imalat ve ihracat kalemleri gibi girdi sağlanmaktadır. Bölgemizin Üç kıtaya yakınlığı, bazı komşularımızdaki siyasi ortamın istikrarsız oluşu turizm için aranan güvenlik ve asayiş konularında turisti endişeye sevk etmesi olumsuz etki yapmıştır. Özellikle kruvaziyer turizminde iptaller olmuş, sigorta sistemlerinde maliyetler artmıştır. 2020 yılı itibariyle bu sektörde de iyileşme görülmektedir. Özellikle Akdeniz ve Ege çukurunda barış ve dostluk egemen olursa turist ağırlayan ülkeler sıralamasında daha yukarılara çıkarak tarihi, doğal ve kültürel zenginliği, iklimi, havası ve kıyı ve körfezleriyle turiste arzuladığı bir tatil sunabiliriz.

 

Doğal ve kültürel kaynaklarımızı, kıyılarımızı, sularımızı kirletmeden, ormanlarımızı yakmadan gözümüz gibi koruyalım. Marmaris Limanı bir iç deniz durumundadır. Yağmurlarla denize taşınan milli ve kirli topraklar denizimizi doldurmaktadır. Deniz tabanının atıklarla dolması mevcut akıntıyı durdurursa körfez kokuşmaya başlar. O zaman büyük felaket yaşarız. Unutmayalım böyle bir durumda çocuklarımız ve torunlarımızın geleceğini karartmış oluruz. Turizme bu pencereden bakınca kötümserliğe değil, bilinçli ve vizyon sahibi olmaya ihtiyacımız var. 

 

Yeni yıl dünyamıza, ülkemize ve Marmaris’imize barış, sağlık, mutluluk ve bol kazanç getirsin !...            

Erol Uysal 09 Ocak 2020

              

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?