Hayırlısıyla Mart Ayına da girdik. Cemrelerin ilki olan havaya, ikincisi olanı suya düştü. Şimdi sırada toprağa düşeni olacak. Üçüncü Cemre ikinciye sanki “Elini çabuk tut” diye arkadan sesleniyor gibi…
Biz de seçime dair olan yazımızı bununla birlikte altıya (6) getirdik. Bazı saptamalara yanıt veren tüm okur ve dostlarıma teşekkür ediyorum. Üç Belediye Başkan adayımızın şu ana kadar sergiledikleri tutum ve davranışlar olumlu ve Marmarislilere yakışan ölçüdedir. Atalarımız, “Ufak tefek kusurlar kadı kızında da var” demişler. Kim kazanırsa kazansın Marmarisliler 1 Nisan Pazar günü kazanan adayı kutlamak için belediyede kuyruk oluştururlarsa hiç şaşmayalım. Olması gereken de zaten budur. Önceden ileri geri konuşmak sonra bizi mahcup duruma sokar. Aman buna dikkat edelim.
Şimdi biz Belediye Başkan Adayları ve Meclis Üyelerine önlerindeki 5 yıllık görev süresinde öncelikle Marmaris’te ne yapmaları gerektiğine dair bir fikir jimnastiği yapalım, ama adayların da gözünü korkutmayalım. Bunların bazıları devlet desteğini, Büyük Şehir Belediyesi desteğini gerektirecek türde olabilir. Bu yüzden Marmaris Belediye Başkanı seçildikten sonra artık her hemşerinin belediye başkanıdır. Hizmet sırasında anılan kesimin de desteğini almak durumundadır. Zira belediyelerin mali imkânları bellidir.
Örneğin Marmaris Körfezinin durumunu ele alalım. Sizlerin güvenle ve övünçle ve hatta gerine gerine komşumuz Bodrum’da meydana gelen su baskınlarını örnek vererek Marmaris’te bunun yaşanmadığını, zira Belediyemizin yaptırdığı kanalların çok yararı olduğunu söylemeniz birinci etapta doğrudur. Bu görüntünün sadece tura veya yazı tarafıdır. Bir de bunun görünmeyen tarafı var. Yapılaşmanın artması, her yerin betonlaşmasıyla dağdan, tepeden genel tüm atık, alüvyon toprak ve gereçler doğrudan körfezimize akıyor. Körfez bir ‘Hatti Ana’ gibi bugüne kadar bunları kucağına alabildi. Ama ‘yeter gari’ demeye başladı. Şimdi Belediye Başkanı ve Meclisi bu beton kanalları direk denize akıtma yerine karada dinlendirerek daha temiz boyutta denize deşarj etmeyi mutlaka denemelidir. Marmaris’i ve körfezini seviyorsak bunu mutlaka yapmalıyız. Bütün konaklama tesislerimizin uzun yaşaması denizimize, körfezimize bağlıdır. Deniz kokuşup, sularda bulaşıcı bir hastalık meydana gelirse yatak kapasitesi 80 bin diye övündüğümüz konaklama tesisleri neye yarayacaktır. Unutmayalım, Marmaris nüfusu MÖ. 5. yüzyılda 500 kişi, limanı Beldibin’de, şehir Hisarlık tepedeydi. 2500 yıl önce Dalyan Kaunos Limanıİztuzu’nda, Ünlü Efes Limanı Pamucak’ta, Truva Limanı bugünkü harabelerin 5 km. batısında, Bafa Gölü Ege Denizi kıyısında idi. Şimdi Marmaris’in 500 kişi değil, yüz bin kişi, turistlerle daha da fazlayız. Bu körfez buna ne kadar dayanır. Bu çok önemli, bu konuda Muğla Üniversitesiyle, Muğla Büyük Şehir Belediyesi ve ilgili bakanlıklarla ortak çareler düşünülmelidir. Her şey Marmaris ve Çocuklarımız için diyorsak sorumluluklarımızı bilelim, palavra atmayalım. Gelecek yazımda diğer öncelikleri olan konulara değineceğim. Büyük göç almamız. Apartların kendi insanlarımıza kiralanması, park ve trafik sorunlarımız ve diğer bazı konulara değinmeyi gelecek yazılara bırakıyorum. Kalın sağlıcakla…
Erol Uysal 01.03.2019
