Bugün teknoloji her kapıyı açıyor; bir mesaj, bir fotoğraf, bir bildirim… Her şey bir anda gelip bir anda kayboluyor. Oysa eskiden bir şey hiç kaybolmazdı:
Hatıra defterlerinin kokusu…
Çiçeklerle süslü kapakları, kenarları incelikle kıvrılmış sayfaları ve gençliğin heyecanıyla titreyen el yazıları… Her biri bir kalpten kopup diğerine ulaşan küçük birer yolculuktu.
Hatıra defteri, yalnızca bir defter değildi.
Bir sırrın, bir duanın, bir dileğin en zarif şekle bürünmüş hâliydi.
Lise yıllarında elden ele gezen o defterler, dostluğun en saf zamanlarını saklardı.
Bir arkadaşın sana yazdığı birkaç satır, yıllar sonra bile öyle bir gelir ki; sanki karşında yeniden durur, gözlerinin içine bakar.
Kimi sayfalarında çiçek kuruları olurdu, kimi sayfalarında mürekkebi hafif dağılan satırlar…
Ama hepsi aynı duyguyu taşırdı:
Kalpten kalbe işleyen bir iz.
Yıllar sonra bir defter açılır, sararmış sayfalar arasından bir ses çıkar:
“Canım arkadaşıma… Hayat boyu yüzün gülsün, yolun açık olsun…”
Eskiden kapağı ve her yaprağı çiçeklerle süslü hatıra defterleri vardı. Lise yıllarından başlardı. Daha çok kızların tercih ettiği bir defter, arkadaşlarına, Öğretmenlerine yazdırırlardı. Onlar da birbirlerine güzel dileklerde bulunurlardı. İşte görüştüğüm arkadaşlardan biri öyle defteri yıllarca sakladığını o defterde, bir arkadaşı ona; canım ablama sana, hayatın her anını doyasıya yaşayacağına bir ömür dilekleriyle,kısa bir şiir eklemiş; -solmuş güller boyun büker çaresiz -Umuda kaderi perişan dönen… -Murada ermemiş bir bahtsız kurban. -Bilen diller susmayın hep bir ağızdan -Bakarsın geçer sessizce yıllar -üstüne çökmüş , yıllarca hicran. -Elinde ne varsa kül olup gider -Sanırsın,kırlarda leylaklar açar -Işıklar kararır kilitler vurur -Sonsuz bekleyiş bir gün durulur..” Bu;gençliğin en saf hâlidir.
Bir başkasının sana ayırdığı zamanın, düşüncenin ve kalbin kıymetidir.
Bugün teknoloji her şeyi hızlandırdı ama hatıra defterlerinin bize öğrettiği bir şey hâlâ değişmedi:
Bazı duygular yazılınca değer kazanır.
Bazı sözler yalnızca el yazısıyla anlam bulur.
Bazı hatıralar sadece çiçek kokulu sayfalarda saklanır.
Belki de o yüzden hatıra defterleri hiçbir zaman eskimedi.
İçindeki kelimeler yaş aldı, yazanlar büyüdü, şehirler değişti…
Ama defter hep orada kaldı:
Gençliğin masum yanına açılan küçük, sessiz bir kapı gibi.
Çocukluğumun ve Lise yıllarını yaşadığım, Maden-Elazığ’da da hatıra defterlerinin pek çok arkadaşımız için önemi büyüktü. Çünkü hatıra defterleri, geçmişin yalnızca hatırlanan değil, hissedilen hâlidir.
Elini sayfaya koyduğunda, yıllar bir anlığına durur…
Ve insan anlar ki:
Bazı anılar geçmez, sadece usulca bekler.
Bir defter kapağı açılınca yeniden çiçek açmak için…..!


Munise Elmas 4 gün önce
Zübeyde Pembe Ateş 4 gün önce