İtalya, mimarlık tarihinin omurgasını oluşturan dev bir açık hava müzesidir. Yüzyıllar süren inşaatlar, bin yıldır ayakta kalan yapılar; insan aklının ve sabrının neler başarabileceğinin canlı kanıtıdır.
Milano Katedrali’nin 1386’da atılan temeli, Floransa Katedrali’nin yüzyıllar sonra tamamlanan kubbesi, Kolezyum, Pantheon, Pisa Kulesi… Roma’dan Rönesans’a uzanan bu miras hâlâ dimdik ayakta.
Ancak taşta ve kubbede kusursuz olan bu ülke, iş günlük yaşama ve hizmet kalitesine gelince şaşırtıcı biçimde dağınık.
Özellikle restoran tuvaletleri…
Şık bir restorana girip birkaç adım sonra hijyen açısından adeta küçük bir felaketle karşılaşmak İtalya’da istisna değil. Klozet kapağı olmayan tuvaletler, dar ve havasız alanlar, yaşlılar ve engelliler için neredeyse imkânsız kullanım koşulları…
İnsan ister istemez soruyor: Bu mekân ruhsatı nasıl almış?
Bidet, İtalya kültürünün bir parçası olabilir. Hijyen açısından savunulabilir; ancak pratiklikte, taharet musluğunun yerini tuttuğunu söylemek zor. Üstelik birçok restoranda ne bidet doğru düzgün var ne de temel temizlik standardı.
Elbette gerekçeler hazır.
Restoranların büyük bölümü asırlık, koruma altındaki binalarda faaliyet gösteriyor. Centro Storico tarihi koruma, denilen eski şehir merkezlerinde alan dar, tesisat yenilemek zor, belediye izinleri katı…. Bu nedenle birçok trattoria tek bir ortak tuvaletle yetiniyor; engelli erişimi ve kadın–erkek ayrımı çoğu zaman kâğıt üzerinde kalıyor.
Oysa mevzuat net.
SCIA bildirimi, hijyen sertifikaları, SAB belgesi, personel tuvaleti, engelli erişimi, havalandırma ve yangın önlemleri zorunlu. Kâğıt üzerinde sistem kusursuz.
Uygulamada ise tablo dökülüyor.
Türkiye’de, örneğin Marmaris Belediyesi aynı denetimi yapsa, İtalya’daki restoranların yarısından fazlası mühürlenir. WC sayısı, temizlik, engelli standartları, personel tuvaleti… Hiçbiri geçer not almaz.
Sorun yalnızca mekânla da sınırlı değil.
Hizmet kalitesi de belirgin biçimde gerilemiş durumda. Restoran personelinin önemli bir bölümü meslekle ilgisi olmayan, geçici çözümlerle istihdam edilmiş kişilerden oluşuyor. Bir tabakla, bir tatlıyla marka olmuş işletmelerde bile servis artık o markanın ruhunu taşımıyor.
Öte yandan istisnalar yok değil.
İtalya genelinde sayıları 92’yi aşan B&B Hotels zincirinin hizmet kalitesi dikkat çekici. Özellikle Milano’daki B&B Hotel Park Cassano modern sistemiyle öne çıkıyor: Online rezervasyonunuzlaaracınızı otoparka bırakıp şifreli girişle odanıza ulaşabiliyorsunuz. Site düzeni, temizlik ve hizmet anlayışı örnek niteliğinde.
Bin yıllık taş yapılar ayakta, ama hizmet kültürü çökmüş.
İtalya mimaride geçmişiyle yaşıyor, hizmette ise günü kurtarıyor.
Belki de ideal formül şudur:
İtalya’nın imar ve mimari disiplini ile Türkiye’nin hizmet anlayışı bir araya gelmeli.
İşte o zaman kusursuzluk gerçekten tamamlanır…

