USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

105. YILINDA 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

10-07-2023

Koranavirüsü dünyamızı adeta kaosa dönüştürüyor. TV ve gazeteler dahil tüm ağız ve yüzlerde bu canavarın adını okuyor, insanlara vereceği olumsuz etkisinin endişesini izliyoruz. Hele yaşları bizim gibi ileri olanların direnç sisteminin zayıf olacağı varsayımıyla çocuklarımızın “Aman baba, anne” deyişlerini duyuyor, görüyoruz.

 

Okulların tatil edilmesinden tutun seyahatler dahil birçok sosyal etkinlikleri virüsün etkisi azalıncaya kadar erteledik. Yapacağımız, alacağımız önlemler konusunda uzman önerilerine riayet ederek moralimizi yüksek tutmak zorundayız. Öyleyse varlığımızın ve Cumhuriyetimizin bekasına giden yolda tarihe altın sayfalarla yazılan Çanakkale Zaferi’ne kısaca bir göz atarak bir an için bu krizi unutalım.            

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 105. Yıldönümündeyiz.

Dünya Tarihine “Gallipoli Savaşları” adıyla da geçmiş bu savaş 1. Dünya Savaşı başlangıcında düşman ve dost tarafların toplamda neredeyse yarım milyon insanını kaybettiği çok önemli bir olaydır. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında burada kazanılan zafer bir bakıma Ulusumuzun temel taşı olmuştur. Hepimizin çok iyi bildiği üzere, 1. Cihan Savaşı öncesi Avrupa’daki silahlanma yarışı devam ederken, Osmanlı İmparatorluğu günden güne topraklarını kaybediyor, siyasi, ekonomik ve askeri yönden kötü bir durumda bulunuyordu. Avrupa’daki durum ise Balkan Savaşının ardından küçük bir kıvılcımın cihan savaşına dönüşeceği bir ortamı hazırlamıştı. Sonunda, Avusturya Veliahtının bir sırplı tarafından öldürülmesi savaşın patlak vermesine bahane oldu. İtilaf Devletleri İngiltere, Rusya ve Fransa  bir kanadı oluştururken, Almanya, Avusturya, Macaristan) İttifak Devletleri olarak diğer blokta yer aldılar.

Osmanlı İmparatorluğu başlangıçta seferberlik ilan etse de tarafsızlığını korumuştu. Ne zaman ki Almanya ile yapılan gizli bir ittifak ile Osmanlı Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Başkomutan vekili Enver Paşanın isteğiyle Alman Amiral Souchon getirildi, işte o zaman Osmanlının bu atamayla nerede yer alacağı belli olmuştu. İngiliz harp gemilerinin takibinden kaçan ‘Goben’ ve ‘Breslau’ adlı Alman savaş gemileri Çanakkale Boğazından Marmara’ya geçtiler. İtilaf Devletleri bu gemilerin kendilerine verilmesini istedi. Verilen yanıtta satın alınmış olduğu ve isimlerinin ‘Yavuz’ ve ‘Midilli’ olarak değiştirildiği bildirildi. Türk Sancağı taşıyan bu gemiler Karadeniz’e çıkarak Odessa, Sivastopol ve Novrosky Limanlarını bombalayıp bazı Rus gemilerini de batırdılar. Bunun üzerine, Rusya 2 Kasım 1914’de Osmanlı devletine savaş ilan etti. 3 Kasım günü, İngiliz harp gemileri Çanakkale Boğazını bombaladılar. Böylece, İtilaf Devletleri Osmanlı Devletine karşı fiilen savaşı başlatmış oldu. .
Türk ve Alman Kurmaylarının hazırlamış olduğu harekât planının temel ilkesi, savaşın kesin sonuç bölgesi olan Avrupa cephelerinde Almanya’nın yükünü hafifletmekti. Yaklaşık bir milyon kişilik Türk Silahlı Kuvvetlerinden 1. ve 2. Ordular Marmara ve Boğazlar Bölgesinde, 3.Ordu Kafkas Cephesinde, 4. Ordu da Suriye ve Filistin Cephesinde savaş durumuna geçtiler. Kafkas Cephesinde ilerleyen Rus kuvvetlerine karşı başarılı savunma harekâtları icra edildi. Ancak, 22 Aralık tarihinde Başkomutan vekili Enver Paşa’nın yönetimindeki kış taarruzu hava şartları nedeniyle başarısızlıkla ve büyük bir zayiatla sona erdi.


İngiliz Hükümetinin isteği üzerine Çanakkale Boğazını geçmek, Ruslara yardım etmek ve Türkleri tecrit etmek amacıyla, denizden saldırıyı başlatmak isteyen İtilaf Devletleri donanması hazırlık atışlarından sonra 18 Mart 1915 sabahı Çanakkale boğazından geçmeyi denedi. İşte, 105 yıl önce, o gün, en gözde savaş zırhlılarıyla Çanakkale Boğazını geçip Marmara Denizi ve İstanbul’a ulaşmayı amaçlayan düşman zırhlıları kahraman Türk askerlerinin kıyı tabyalarından ateşledikleri toplarla, Yzb.Nazmi Bey’in komutasındaki mayın gemisi Nusret’in döşediği mayınlar sayesinde bozguna uğrayıp bazı savaş gemilerini boğazın soğuk sularında bırakarak bozguna uğradılar.

Bu defa Karadan çıkarmayı deneyen düşman askerleri Mustafa Kemal’in komutasında Mehmetçiklerle çok akıllıca uyguladığı savaş taktikleri olan savunma ve karşı taarruzlar sonunda savaşlarında Gelibolu Yarımadasında adeta destan yazdılar.

Düşman Armadası ve askerleri Boğazdan olduğu gibi karadan da geçmeyi başaramayıp 1916 Ocak ayı başında savaş alanından tamamen gerisin geriye çekilip gittiler. Bu mağlubiyetin hıncını almak için Ege ve Akdeniz’deki kıyı kasabalarını bombalayarak masum insanların ölümüne ve yaralanmasına neden oldular.

1919 yılında ise tekrar Anadolu işgalini başlatanlar burada da bir tokat daha yiyerek gerisin geriye döndüler.

Değerli okurlar; 105 yıl önce ve takriben 8 ay 15 gün devam eden bu savaşta her karış toprak yüz binlerce şehidimizin kanıyla sulanmıştır. Şair Necmettin Onan şimdi Boğazın bağrına yazılı şiirinde bakın ne diyor:
“Dur yolcu, durmadan gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğün bu tümsek Anadolu’da. İstiklal uğruna, namus yoluna, can veren Mehmet’in yattığı yerdir”…

Bu çok anlamlı günde kahraman askerleri bir kez daha minnet ve şükranla anarken, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimizin, gazilerimizin aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyoruz. Türk Ulusu ve onun kahraman silahlı kuvvetlerinin ayni cesaret ve inançla vatan savunmasında canlarını feda etmekten çekinmeyeceklerine olan güvenç ve inancımızla, Yüce Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma Günü Tüm Ulusumuza Kutlu Olsun!

Erol Uysal 17 Mart 2020

 

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?