Bir Küçük Ergen Meselesi: Kimlik Karmaşası

Funda ALTUNTAŞ & PSİKOLOG

10 ay önce

Ergenlik dönemi (12-20 yaş) çocukluk ile yetişkinlik arasındaki süreci kapsar ve evrenseldir. Bu dönemde çocukluk özellikleri kaybolur, yerine ergenlik özellikleri kazanılır. Ergenlik döneminde kız ve erkek çocuklarda fiziksel ve psikolojik değişim ve gelişim hızlıdır. Psikolojik değişimlerin en başında ise kimlik arayışı gelmektedir. Ergen fiziksel, cinsel ve duygusal gelişimlerine ayak uydurmakta güçlük çekerek “kimlik karmaşası” yaşayabilir. Bu haftaki yazımda tam da bu konunun üzerinde duracağım; kimlik karmaşası…

Kimlik arayışı içinde olan ergen, duygusal coşku ve taşkınlık, çabuk kurulan ve bozulan ilişkiler, kolay etkilenme, eleştirme, toplum içinde sivrilme, otoriteye karşı olma, ilgi çekme, kendisini ispatlama çabası içinde olma, güvensizlik, aileye karşı isyankâr tavır gibi birçok özelliklere sahiptir. Tüm bu özelliklere bağlı olarak ergenin okul başarısında düşüş ve aile ilişkilerinde bozulmalar gözlenebilir. Bu özelliklere sahip olan çocuk kendisine kimlik oluştururken her ne kadar belli etmese de ebeveynin denetimine ihtiyaç duyar. Burada kastettiğim ebeveynin ergen üzerinde baskı kurması değil elbette… Ebeveyn duygu karmaşası ve yoğunluğu içinde olan gence karşı daha sevgi dolu, güven ve değer veren bir tutum içinde olmalı, onun bu kimlik oluşturma sürecinde karşısında değil yanında olmalıdır. Ailesi tarafından “güvenilir evlat” olmak ergen için oldukça önemlidir. Sürekli sorgulayan, cezalar veren bir anne- baba ergenin kaygı duymasına, yalana başvurmasına, ebeveynle zıtlaşmasına, daha gösterişçi ya da çekingen bir tavır sergilemesine sebebiyet verebilir. Ergen kendi kişiliğini kabul ettirmeye çalışırken eleştirilmekten, yargılanmaktan, küçümsenmekten hoşlanmaz. Burada ebeveynin çocuklarıyla ortak bir dilde buluşması gerekir. Her ilişkide olduğu gibi ortada problem olarak nitelendirilen bir konu varsa “sen hep (saldırgan, kötü vb.) davranıyorsun” ile başlayan cümleler yerine “bu davranışın bana (mutsuz, kaygılı vb.) hissettirdi” ile başlayan cümleleri kullanmak ergen ile ebeveyn arasındaki zıtlaşmayı azaltacaktır. Ergen, bu süreçte kendini ispatlamak adına bazı girişimlerde bulunuyorsa, ebeveyni tarafından küçümsenmeden desteklenmelidir. Ergen girişimlerinden dolayı başarısız bile olsa ebeveyninin bu tutumu değişmemelidir.

Her gelişim döneminde olduğu gibi ergenlik döneminde de kişinin kendisine ve başkasına zarar vermemesi sınır olarak belirlenir. Sınırın aşıldığı durumlarda psikolojik destek alınması gerekir. Ergenlik dönemini daha bilinçli bir şekilde yaşamak hem ergen hem de ebeveyni için oldukça önemlidir. Bu süreçte ebeveynlerin çocuklarının “ergenlik dönemi” adı verilen bir geçiş süreci içinde olduğunu unutmamaları gerekir. Ebeveynler çocuklarına karşı her zaman sabırlı ve dengeli bir tutum içerisinde olmaya özen göstermeli ve çocuklarının normal bir gelişim döneminden geçtiklerini kendilerine hatırlatmalılardır. Adem Güneş’inde dediği gibi “Ergenin en büyük ihtiyacı aidiyet içinde özgürlüktür.”

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI