İyi hissetmeye kocaman bir şükür ile başlayabiliriz. Temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsan ve sağlıklıysan şuan dünyadaki en şanslı insanlardan birisin demektir... Bu süreçte kendin ve insanlar için yapabileceklerin ortada. Sana düşen sorumlulukları yerine getirdiğin sürece kontrolün dışında ortaya çıkan ve süregelen bir durum için kendini yıpratmayı bir an önce bırakıp hayatına devam etmelisin. Sağlığınla ilgili endişelerin varsa dahi karamsarlıktan uzaklaşarak olumsuz düşüncelerinden sıyrılmalı ve tıbba güvenmelisin. Evet, milyonlarca insanın ortak bir derdi paylaştığı zor bir süreçten geçiyoruz kabul ama geçmişte yaşadığın dertler gibi bu da geçecek üstelik bu sefer öncekiler gibi yalnız da değilsin.
Bu süreçte sana ilaç gibi gelecek ve seni olumsuz bakış açısından uzaklaştırabilecek bazı önerilerim olacak; günlük rutinlerinden vazgeçmemelisin, vakitsizlikten yapmayı ertelediğin her ne varsa ertelemeyi bırakıp bir an önce harekete geçmelisin, sevdiklerinle bol bol sohbet etmeli ve onlarla duygusal paylaşımlarda bulunmalısın, egzersiz yapmalı ve öz bakımını ihmal etmemelisin, günlerini daha motive bir şekilde geçirmek için kendine bir hedef belirlemelisin, dizi ve film izlemeli, kitap okumalısın. Sıralayabileceğimiz daha birçok aktivite var elbette ama içlerinden sana en iyi gelen her ne varsa kendini gün içinde onlarla ödüllendirmeli ve bu süreçte kendine rehber olmalısın. Hepsinden önemlisi özüne dönmelisin... Hislerine, isteklerine, düşüncelerine yoğunlaşmalı, bu sürecin sendeki ve tüm dünyadaki etkilerini düşünmelisin. Problemin kaynağına yoğunlaşarak ihtiyacın olana yönelmelisin. İyi hissetmek için her şeyin yoluna girmesini beklemek yerine sana bahşedilen hayatın her bir anını güzelleştirmeyi tercih etmelisin. Kahraman Tazeoğlu’nun dediği gibi “Mutlu olmak her şeye sahip olmak değil, sahip olduğun kadarını her şey yapabilmektir.”