Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırdığı inkar edemeyeceğimiz bir gerçek fakat bu kolaylığın yarattığı sıkıntıları da görmezden gelemeyiz. Hayatımızı alıp dört köşeli bir ekranın içine hapsetmiş durumdayız. Gün içinde rutin haline getirdiğimiz aktiviteleri düşünün… Tek bir tuşla yaptığımız alışverişleri, izlediğimiz filmleri, verdiğimiz yemek siparişlerini, okuduğumuz yalan yanlış haberleri vb. Bizler için çok yararlı olduğunu düşündüğümüz bu gelişmeler dostlarla gidilen alışveriş günlerini, sevdiklerimizle istediğimiz mekanlarda yediğimiz akşam yemeklerini, gazetelerde okuduğumuz haberleri günden güne nasıl da azaltıyor farkında mısınız?
Sosyal medya kullanımına sınır konulmadığı takdirde günümüzün büyük bir kısmını ona feda etmiş oluyoruz. Bu durum ciddi zaman kaybının dışında, özgüven eksikliğine, değersizlik hissine, uyku bozukluklarına, depresif ve agresif ruh haline sebep olabilmektedir.
Sosyal medya kullanım düzeyinizin olması gerekenin üzerinde olduğunu anlamanız için size bazı sorular yönelteceğim. Bu soruların cevabı olumlu ise harekete geçmeniz için vakit gelmiş demektir. Sosyal medya kullanımınız sorumluluklarınızı ertelemenize sebep oluyor mu? İyi hissetmediğiniz zamanlarda sosyal medyaya yönelerek modunuzu değiştirmeye çalışıyor musunuz? Güne sosyal medya ile başlayıp yine sosyal medyada vakit geçirerek gece uykuya dalıyor musunuz? Çevrenizden bu konuyla ilgili uyarılar alıyor musunuz? Eğer cevabınız “evet” ise sosyal medya bağımlısı olma ihtimaliniz oldukça yüksek.
Sosyal medya bağımlılığı, alkol, sigara, madde bağımlılığı gibi uzun süre kullanılmadığı takdirde yoksunluk hissi uyandırır. Bu durumun önüne geçmek için ilk ve en etkili adım; farkındalık kazanmak. Hayata ekranın içinden bakmak yerine, anı yaşamayı seçtiğiniz anda hayatınızdaki güzelliklerin size gülümsediğini göreceksiniz. Sonrasında hayatınızı daha aktif yaşamaya başlayacak, insanlarla yüz yüze iletişim kurmaktan daha çok keyif alacaksınız. Hedefler belirlemek, hobilerinizi yapmak sizi çok mutlu hissettirecek. Sosyal medyadaki yüzeysel ve geçici duygular yerine anlık ve gerçek duygulara odaklandığınız anda gerçekten yaşadığınızı hissedeceksiniz. Hayat çok hızlı akıp gidiyor… Her anınız çok kıymetli ve tekrarı yok. Kendinize bunu sık sık hatırlatın ve hayatınıza sıkıca sarılmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin.
Christian Louise Lange’nin dediği gibi “Teknoloji hem yararlı bir hizmetçi hem de tehlikeli bir ustadır.”
Sevgiyle kalın…