Kusur Bedende Değil Zihinde Başlar

Funda ALTUNTAŞ & PSİKOLOG

11 ay önce

Son yıllarda beden algısı insan zihnini son derece meşgul eden bir konu halini aldı. Genç, yaşlı, kadın, erkek diye ayrım yapmaksızın insanlar kendileriyle ilgili birçok kusuru ardı ardına sıralamaya başladı. İnsanların bedenlerinde kusur olarak nitelendirdikleri her özellik zihinlerinde kocaman yaralara dönüştü. Müdahale ettikçe değişen, dönüşen kusurlar beraberinde özümüzü de yok etmeye başladı. Görmedik, görmek istemedik belki de…

Anı yaşamak yerine zamanla savaşmayı seçtik. Hissettiğimiz olumsuz duyguları yüzümüzdeki kırışıklıklara, fazla kilolarımıza, “yeterince güzel” olmadığını düşündüğümüz bedenimizdeki herhangi bölge veya bölgelere bağladık. Mutluluğu ararken maddi manevi kaybettik. Kaybettikçe yıprandık, yorulduk. Kalpteki yaranın bedendeki kusuru kapayınca iyileşeceğine ve fiziksel güzelliğin ruhsal güzelliği de beraberinde getireceğine inandık ama yanıldık.

İnsan, ömrü boyunca zihniyle hem dost hem düşman olur. Hem ilk adımı atarken beraber güçlü durur hem de ilk hatada en acımasız eleştirileri ondan duyar. Bir de konu kusur olunca zihin susar mı hiç? Hemen sıralar eleştirilerini… Sen yapamazsın, başaramazsın, yetersizsin, çirkinsin, kötüsün vb. sıfatları hiç çekinmeden yapıştırır ardı ardına. Bu noktada ya eleştirileri kabul ederek her zorluktan kaçmayı seçer insan ya da zihnine “dur” demeyi öğrenerek zorlukların üzerine gitmeyi.

Kendini koşulsuz sevmek büyük meseledir. Hayatı sevebilmenin özünde de bu mesele yatar. La Edri’nin dediği gibi “Kendinizle iyi geçinin; çünkü hayattaki en uzun ilişki, kendinizledir.”

Sevgiyle kalın...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI