Yıllara Meydan Okuyan Bir Problem: Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Funda ALTUNTAŞ & PSİKOLOG

10 ay önce

Toplumsal cinsiyet rolleri, kadın ve erkek bireylere toplum tarafından yüklenir. İnsanlar, yaşamlarının ilk yıllarından başlayarak ömrünün sonuna kadar bu rollerle ilgili yaptırımlara maruz bırakılır. Toplumsal cinsiyet rolleri, önce aile sonra okul, iş, akraba, medya, hukuk vb. etkenler tarafından kişilere atfedilir. Tüm bu etkenler her iki cinsiyete nasıl davranması, hissetmesi, görünmesi gerektiğiyle ilgili birçok yaptırımlarda bulunur.

Hayatınıza biraz daha dikkatle baktığınızda cinsiyet eşitsizliğinin bilinçaltımıza ince ince nasıl işlendiğini fark etmeye başlayabilirsiniz. Mesela, ders kitaplarında hizmetçiler, bakıcılar hep kadın olarak anılırken, erkeklerin çoğu zaman mühendis, devlet yönetimi gibi mesleklerde anıldığını göreceksiniz. En yakın çevrenizin, ev işleri ve çocuk bakımını kadınların yapması gerektiğini savunduğunu, erkeklerin ise kariyer yapmalarının ve daha çok para kazanmaları gerektiğini savunduklarını duymaya başlayacaksınız. Erkeklere daha bağımsız oldukları hayat şartları sunulurken kadınların hiçte özgür olmadıklarını fark edeceksiniz.

Cinsiyet eşitliğini savunan insanların bile gündelik hayatlarında farkında olmadan “erkek adam ağlamaz”, “kız gibi gülme” vb. cümleler kurduğunu fark edebilirsiniz. Yalnızca basit birer cümle olarak görebilirsiniz bu kalıpları belki ama bu cümleleri kurmaya devam ettiğimiz sürece bilinçaltımıza işlenen cinsiyet eşitsizliğini yok etmek yerine pekiştirmeye katkı sağlamış oluyoruz ne yazık ki. Aslına bakarsanız insan ruhunun saf sevgiye ihtiyacı var. Koşulsuz, kıyaslanmadan, dilediği gibi hissetmeye, sorumluluklarına yalnızca kendisinin karar vermesine ihtiyacı var.

Kadın cinayetleri, intiharlar, şiddet eğilimleri vb. tüm bunların temelinde toplumun kişilere yüklediği toplumsal rollerin kalıntıları yer alıyor. Bunların önüne geçebilmek adına kültürümüzü, geleneklerimizi yok saymadan, her zaman hümanist ve objektif  tavırla yeni nesillere doğru birer rehber olmaya özen göstermeliyiz.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI