Bundan önceki gazete yazım 18 Haziran 2019 Salı günü tarihini ve ‘Gel de Bunu Beğenme’ başlığını taşıyordu. Anılan yazıda 2 günlük İzmir-Ödemiş Bölgesine yapmış olduğumuz turda, görüp beğendiklerimize yer vermiştim. Ancak yazımın son paragrafında 16 Haziran Pazar günü akşamı Fox TV’de yapılan açık oturumda İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimi için aday olan Sayın Binalı Yıldırım ile Sayın Ekrem İmamoğlu arasında takriben 3 saat süren bir program izlemiştik. Açık oturum ile bunu yöneten (moderatör) Sayın İsmail Küçükkale için gazete yazımda “Olumlu bir iş çıkardılar” deyip kısa bir yorumda da bulunmuştum. Aradan bir hafta geçti ve 23 Haziran Pazar günü beklenen seçim sonuçlandı. Ekrem İmamoğlu hakkı olan başkanlığı büyük bir farkla kazandı. Her iki aday seçim sürecinde ve seçimden sonra da birbirlerine karşı saygılı oldular. Bu, demokrasimiz için olumlu bir gelişmedir.
Atalarımız, “Başlamak bitirmenin yarısıdır” demişler. Seçimin kazananı CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu seçim öncesi propaganda konuşmalarında seçim sonucunun kazananı olacağını ifade etmek anlamında “Her şey çok güzel olacak” sloganıyla seçime öz güvenle katıldı. Zaten 31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçimde AKP’nin ısrarla “Seçimde oylar çalındı, hırsız var” gerekçesiyle Yüksek Seçim Kuruluna itirazda bulunması sonucu Yüksek Seçim Kurulu aynı zarfa konulan seçmen oylarından sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline sudan sebeplerle karar verdi. İmamoğlu’na verilen Mazbata geriye alındı. Bu tamamen hukuksuz, haksız bir karardı. Buna 16 milyon İstanbullu ve bunlardan on milyonun üzerindeki seçmenin tepki oylarıyla İmamoğlu’nu İstanbul Belediye Başkanı yaptı. Bunu İstanbul’u kaybetmenin sanki dünyanın sonuymuş, ülkenin bekasının tehlikeye gireceği gibi düşünenlerin yaptıkları bir gaf olarak gördüm. Demokraside yasa çiğnenemez, hak gasp edilemez. Her siyaset adamının kazanmak istemesi doğaldır, ama kaybetme de bir sonuçtur. Buna kötü bir örnek vermek isterim
Hükümetin Cumhur Ortağı Sayın Devlet Bahçeli seçim öncesi yaptığı konuşmasında bakın neler söyledi. “Hiyanet kaybedecek, 23 Haziran’da İstanbul ehline emanet edilecek, Cumhur İttifakının muhterem adayı Sayın Binalı Yıldırım, inancımız odur ki, Büyük Şehir Belediye Başkanı seçilecektir.
Nitekim 23 Haziran’da hak, hakkaniyet, Cumhur ve İstanbul kazanacak, zillet, rezalet, melanet, hıyanet kaybedecektir.” Demek oluyor ki, ben İstanbul’da olsam ve Ekrem İmamoğlu’na oy versem Sayın Bahçeli’nin saydığı hakaretamiz sözlere muhatap olacağım. Hadi canım sende…İmamoğlu’na oy veren milyonlarca insan bu hakarete maruz kaldı. Ve sıkıntısını adeta tepki için yeniliğe, gençliğe oy vererek üzerinden attı. Sözde, Cumhur İttifakı bu ve benzer ifadelerle adayına destek verdi. Bunlarla destek değil tersine köstek olundu. Şimdi de laf olsun kabilinden yarım ağızla kazanan tebrik ediliyor. Sayın İmamoğlu bütçenin ihtişam ve saltanata harcanmasına, israf’a da değindi. Bu durum bana bir tarihi acı olayı hatırlattı. Bilindiği üzere Osmanlı Padişahı Abdulmecid Dolmabahçe Sarayını yaptırırken devletin son altınlarını harcamıştı. Osmanlı Devletinin Japon İmparatorunu iadeyi ziyaret için Ertuğlul Firkateyni’ni Japonya’ya gönderirken devletin kömür alacak parası yoktu. Japonya dönüşü hava şartlarının kötü oluşundan dolayı battı. 527 Denizcimiz boğulup şehit oldular. Borçluyuz, paramızın değeri düşüyor. Genç nüfusumuz var. İşsizlik ve ekonomi ana sorunumuz. Ben böyle siyaset yüzünden bu ülkenin bu günlere gelmiş olmasını hiç yadırgamıyorum Tarih, kendisinden ders alınması için vardır. “Her şey daha güzel olacak” demek bunun için önemlidir. İstanbul için yapılan seçim öncesinde artılar ve eksiler gündeme geldi. Vatandaşın gözü açıldı. Umalım, seçim sonucu İstanbul’a, İstanbullulara ve ülkemize hayırlı uğurlu olur, . Saygılarımla…
Erol Uysal 25 Haziran 2019