KOMŞUMUZ ADALARI CANLI TUTMAK İSTİYOR

Erol UYSAL

10 ay önce

Bilindiği üzere Ege ve Akdeniz’de Yunanlı komşumuza ait küçüklü büyüklü yüzlerce ada var. Bunlardan zamanında Girit ve Rodos başta olmak üzere 390 yıl Osmanlı İdaresinde soydaşlarımız yaşadı. Oralarda hala izleri var.  Özellikle Türkiye Anakarasına, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki kıyı ve adalarımıza yakın oluşlarıyla bildiğimiz olanları bu kadar uzun süre Osmanlı İdaresinde kaldılar. En son Cezayir’de İtalyanlara ve sonra Balkan Savaşında yenik düşünce 1912 yılında başta Rodos olmak üzere adala12 Adalardan çekildik. Önce İtalyanların, kısa bir zaman Almanların ve sonra da İngilizlerin eline geçen adalar UŞİ Antlaşmasıyla 1947 yılında Yunanlılara verildi. Halen bunlardan hukuki ve statü durumları muğlak görünenleri var.

 

Takriben aradan geçen 72 yıldır Yunanlılar adalardan fazla ekonomik yarar sağlamasalar da stratejik olarak adaları canlı tutmayı yeğliyor, anakara ile deniz ve havadan iletişimi devam ettirmeyi, hatta buralara hava alanları ve limanlar yaparak hâkim olmaya devam ediyorlar. Özellikle 12 adalar arasında bu iletişim, ulaşım bütçeden katkıda bulunarak idame ettirilmeye çalışılıyor.

 

Geçen hafta sonu günü birlik Ege kıyılarımıza sadece 9 deniz mili yakınlıkta olan ve Türkler tarafından ‘Sömbeki’, Yunanlılar tarafından ‘Symi’ olarak bilinen adaya gittim. Sömbeki Adası Marmaris’ten 35 deniz mili uzaklıktadır.  Katamaranla 2 saat sürüyor. Oysa Adaya 9 mil mesafedeki Bozburun’dan gidilse aynı vasıta ile yarım saatte varılıyor. Bozburun’a bir liman ve gümrük açılması düşüncesi bundan takriben 10 yıl önce gündeme gelmişti. Nedense gümrük kapısı açılmış, limana izin verilmemişti. Son durumu öğrenmek için Bozburun Mahallesi Muhtarı Sayın Duran Güleç’e telefon açtım. Aldığım yanıt maalesef mevcut statünün devam etmekte olduğu, 12 kişilik tekne ve yatlara giriş çıkış izni verildiği, daha büyüklere izin verilmediği tarzında oldu. Biz kendi anakaramızdaki bir kıyı yerleşim yerine bir liman açamazken Yunanlılar en son ‘Küçük Çuha Adası’ nı yerleşim ve turizme açmışlar. Bu girişim sadece turizmden kazanmak için değil, oralara da sahiplenmek, hak iddiasında bulunmak içindir. Osmanlı Devleti kuruluşundan beri denizlere ve adalara hâkim olmak, haç yolunu açmak ve Kıbrıs başta olmak üzere Anadolu’yu Akdeniz’den gelebilecek tehlikelere karşı koruyabilmeyi istemiştir. Bu siyaset Beylikler döneminde başlayıp Cumhuriyete kadar gitmiştir. Bozburun iskelesinin sığlığı, başka faraziyeler buranın Liman olmasına engel olarak gösterilemez. Her olayda kazanç öncelik almaz. Yunan Hükümeti Meis Adasına hava alanı yaptı. Bunu orada yaşayan beş yüz kişi için yapmadı. Bizim de Bozburun’a liman yapmamız hem Bozburun’u ve yöresini tarihi,  coğrafi ve doğal yapısıyla öne çıkarır ve hem de ülkemiz ve Marmaris Bölgemize prestij kazandırır. Sayın Muhtarımıza “Bozburunlular böyle bir işletmeyi istiyorlar mı” diye sorduğum da “İstemez olurlar mı? Hem de çok istiyorlar “ dedi. Ben de, “Bu durumu bazı oturum ve görüşmelere taşıyın, ileriyi düşünen idareciler bu konuya başka bir engel yoksa mutlaka olumlu yanıt vereceklerdir. Bu kapı bölgemize zamanla hareket ve alternatif getirecek, ülkemize prestij kazandıracaktır” diyorum. Erol Uysal 27.07.2019           

YAZARIN DİĞER YAZILARI