ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN!

Erol UYSAL

10 ay önce

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu. Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla Anayoluyla kucaklaştı. Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oldu, hem de Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara yapıldı.

TBMM meclisi yaptığı oturumlarda yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. "Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunan Ordusuna büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal, ordularına: "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi.

Türk Ordusu büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verildi.

Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı. 1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırıldı. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in Başkomutanlığında ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. . Düşmandan sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı.

Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” olarak adlandırıldı.

Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. 30 Ağustos böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden yolu açmış oldu. Bu büyük zaferin 98.Yıldönümü ulusumuza ve kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine kutlu olsun! Terfi ve kıdem alan kahramanlarımıza sağlık ve başarı diliyorum.

Değerli okurlar, bilindiği üzere bu yazıyı yazarken takvim 26 Ağustos 2020’yi gösteriyordu. Akdeniz’de hareket vardı. Oruç Reis adlı sontaj gemimiz petrol ve doğal gaz araması yapıyordu. Bu sularda aramalar yapmakta olan Yunanistan sontaj gemimizin ve sözde sebepler ileri sürerek o sularda bulunmasına karşı çıkmış, bunu kontrol için Meis Adası başta olmak üzere bölgeye askeri gemi göndermişti. Biz de fiili bir müdahaleye karşı donanmayı Akdeniz’e çıkarmıştık. Aradaki sıcak gelişmeler askeri tabirle ‘eskalesyon’a dönüşür gibi olmuş, bazı NATO ülkeleri iki üye ülkenin çatışma ihtimaline karşı müzakere başlatmayı yeğlemişlerdi. Örneğin Alman Parlamenter Yunanistan ve Türkiye’yi ziyaret etti. Bilindiği üzere bir dünyanın başında ‘Korana Salgını’ belası var. Gazetelerden okuduğumuza göre 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlamanın yine başka etkinliklerde olduğu gibi yapılmama rivayetleri ortalıkta dolaşıyor. ADD Genel Başkanlığı bunun yapılmasını istiyor. Ben de öyle istiyorum. Birbirimizle savaşmamalı tam 98 yıl oldu. Yeni nesiller yetişti. Onlar bize saldırandı. Biz vatanımızı savunduk. Bu yenilgiyi unutmuş olabilirler. Bu zafer bizim hakkımızdır. 137 bin şehidimiz var. Gururluyuz. Korana buna kısıtlama getiremez. Korunmayı yaparak Atamıza manen ulaşmalı, saklanmadan ruhunu şad etmeliyiz. Şayet yasaklama olursa ben şahsen 30 Ağustos 2020 Pazar günü öğleden sonra 15 Yıl Cumhurbaşkanımız, ülkeyi düşmandan kurtaran Gazi, Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’e manevi huzurunda selam vermek, teşekkür etmek istiyorum. Dost, düşman Atatürk’ün ne olduğunu zaten biliyor. Bilmiyorsa, öğrensinler. 30 Ağustos Zafer Bayramı Tüm Ulusumuza kutlu olsun! Erol Uysal 26 Ağustos 2020

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI