Bir varmış bir yokmuş, yeşil dünyalarda renkli çicekler, yeşil sular arasında, ülkelerin en
güzellerinden birinde insanlar mutlu mesut işlerine koşarlarmış. Çalışmak, üretmek onları mutlu
edermiş. Her yeni doğan nesil Büyük, Ulu önderlerinin ışığında, yenilikleri, yeni teknolojileri
uygulamaya, refah düzeyi yüksek, kendi yiyeceğini, teknolojisini üreten çağdaş ülkeler arasında
yerlerini almak için canla başla çalışırlarmış.
İleri düzeyde yürütülen çalışmalardan rahatsız olan insanlarda varmış. Ülke yeni bir KURTULUŞ
ŞAVAŞINDAN çıktığı halde on yılda çok büyük ilerlemeler kaydederek, Ulu Önderin ölümüne kadar
Kadın Haklarından, Yasaların Oluşturulmasından, Latin Harflerin kabulüne kadar çok büyük ilerlemeler
kaydetmiş. Ülke Lideri bu çalışmaları sırasında onun yolunu kesme amaçlı kurulan, uluslar arası
"Kardeşlik Cemiyetleri" adına açılan locaları da kapatmış.
Ulu Önderin ölümü, yas görüntüsü altında etrafını çevirmiş olan siyah çeketli Loca idarecilerini çok
mutlu etmiş. Bir yandan ağlarken bir yandanda yeniden uluslar arası bağlantılı "Kardeşlik Locaları" 'na
hemde Ulu Önderin kurduğu düşünce Derneğindeki bazı yetkililerinde desteğiyle yeniden işlerlik
kazandırmışlar.
Ulu Önderin ölmesi sadece "Kardeşlik Locaları" 'nı mı sevindirmiş. ? Hayır.
Bazı uluslar arası güçler, toplumun birlik ve beraberliğinden o kadar şikayetciymiş ki, bu ülkenin
İdari Sistemi olan Cumhuriyet Sistemini yıkabilecek en iyi etkenin toplumu ayrıştırmak ve toplumun
inancını kullanarak, yeni İnanç Locaları oluşturmak olduğunu fark etmişler. Toplumu ayrıştırmanın
zaman alıcı olmasına karşın İnanç Localarının daha kısa sürede işlev göreceğini düşünmüşler. Ülkenin
ileri gelen İnanç ve Düşünce adamlarıyla görüşüp kendi yanlarında yer alabilecekleri, idare
edebileceklerini ayırmışlar.
Ülkenin en güzel şehrinde İnanç Özgürlüğü adıyla çalışmalarına başlayıp, "KARDEŞLİK İNANCI"
adıyla yeni bir çalışma başlatmışlar. Yer Fıstığıyla zengin olan bu şehir zamanla "Kardeşlik İnanç "'ı
üstadlarının eğitim yeri haline dönmüş. Tabi şehir büyüdükçe, "Kardeşlik İnancı" ' çalışmaları diğer
yakın şehirlere dağılmış. İnanca dönük ritüellerle istediklerine kavuşacağını düşünen bölge köylüleri,
halk, genç kızlar bölgeye akın etmiş.
İlk başta bir gecekondu da başlayan çalışmalar, zamanla taş döşeme sokakları olan, ülkenin ünlü
bir şehrini yansıtan eski çeşmeleri, dar yollarıyla fakir köylülerin ilgisini çeken büyük bir mekanda
yürütülmeye devam etmiş.