Zayıflığım kendimi algıladığım ilk günden itibaren her şeyi tozpembe görmemden. Buna
inanmayacaksınız belki....Kırklı yaşlarda nasıl bu kötülükleri bilemezsin, ya da tedbirini
alamazsın diye düşünebilirsiniz. Bu olayları tahmin etmezsiniz diyebilirsiniz. Bizler saf sevgi
bilinciyle yetiştirildik. Annem ve babam her şeyin dürüst söylendiğinde bizleri iyiye götüreceğini
anlatmışlardı. Bizim yaşadığımız ortamlarla ticari faaliyetlerin bulunduğu ortamlar çok farklı. Ben
insanlara şans verirsem, hep yanlış yapmazlar diye düşünerek davrandım. Gerçek çıkarların
olduğu yerlerde insanlar olmuyormuş. Zayıflığım herkese bir şans verip onlara doğru yolu
göstermek içindi. Kaybedecekleri benim iyi niyetimdi. Kaybedecekleri bir dosttu, bir arkadaştı.
Bir ortak paylaşımdı, bilgiydi. Sevgiydi. Oysaki onlar bir bardak çayda bile kendilerine bir çıkar
görmek istediler.
AYNADAKİ HAYAL DEVAM ETTİ. ; Oradaki mücadelenizde neden siz tek başınıza, kadın
başınıza kaldınız, neden eşiniz yoktu?
Bunu birçok kadın arkadaşım da sordu. Özgür olduklarını, özgür düşündüklerini söyleyen kadın
arkadaşlarım. ‘’Neden karanlık bir ormanda tek başına, kadın başına kaldın? Ticari çıkarın
vardı. Ticari çıkarın olmasa durmazdın.....Eşinin olması gereken yerde neden sen onun
sorumluluklarını aldın?’’ dediler.
Olay bu kadar basit değildi. Sonraları öğrendiğim, işgal edilmiş bir bölge vardı. Bu kişiler hep
birlikte Devletin ormanlarını kesmişler, evlerini kaçak yapmışlar ve tanıdıklarıyla beraber buraları
işgal etmişlerdi. Bizler Başkentte ve ya bulunduğumuz yerlerde kamu yararına çalışıp,
vergilerimizle ormanlarımızı, doğayı korurken, birileri, çıkarları için ormanları belli bedellerle
çölleştiriyor, satıyor ve denize yakın yerlerde insan kaçakçılığı yapıyorlardı. Tabi bunları
zamanla öğrendim. Çıkar mantığının akıllılık mantığı olarak algılandığı yerlerde gruplaşmalarla
işler yürütülüyordu. Karanlık güçler adını verdiğim gruplar, Devletin her kademesinde yerlerini
almışlardı. Evime gitmeyi çok düşündüm, lakin yarım kalmak istemedim. Gurur ve yarım
bırakmak, işinin sonuna kadar gitmemek. Çalıştığım ortamlarda asla hiç bir işimi yarım
bırakmadım. O ortama giren herkesi bezdirip geri gönderiyorlardı. Buraların efendisi biziz
diyorlardı....... Orayı bırakıp, arkamda sorunlarla çıkmak istemedim.