?>

Boğaz Turu Notları

2 yıl önce

İstanbul’da muhakkak ki gezilecek görülecek bir çok yer var ama bana göre ilk sırada kesinlikle boğaz turu var.”Ölmeden önce yapacaklarım “diye bir liste çıkarın kendinize ve benim gibi özgürlük tutkunu , deniz aşığı iseniz,İstanbul’da boğaz turu yapmak olsun herhangi bir maddesi de! Kendinize verdiğiniz sözü tutun mutlaka. İnternetteki tur rehberlerine baktım ama Beşiktaş kalkışlı olana denk düşmedim.Oysa ki ;varmış hem de sesli rehber eşliğinde. Ayrıca Eminönü’ndeki gibi öyle küçük motorlar ile de değil bildiğin vapur ile ..Sallanmadan,salına salına yaptım turumu.Beşiktaş’tan başlayınca tur,önce Ata’yı selamladık, Dolmabahçe Sarayı’nın önünden..

 

Sesli rehber Dolmabahçe’nin  Padişah Abdulmecid tarafından dönemin ünlü mimarlarından Garabet Amire Balyan’a yaptırıldığını söyledi. Bu yapının beni Beşiktaş taraflarındaki onlarca kasır ve benzeri dönem eserlerinin hepsinden daha çok kendine hayran bıraktığını söylemeliyim. Bu öyle  farklı bir hayranlık ki ;hem görkemi ile kamaşıyor gözleriniz, hem de Atatürk’ün son durağı olmasından dolayı acıyor ruhunuz. Atatürk’ün odasına takıldı bir ara gözlerim ve yüreğimden bir damla düştüğünü ancak yanağımdan süzülürken fark ettim. Halen devlet tarafından kullanılmasına da pek razı değil gönlüm yani biraz da kırgınlık hissi var sanırım .. 

 

Sonra Çırağan Sarayı …

 

Hazin bir aşkın uzun metraj filmi gibi  gözlerimde..Ve sesli rehberimin verdiği sufleden anladığım kadarıyla tarihi ile örtüşüyor gözlerimdeki görüntü.. Sultan II.Mahmud bu sarayı inşa ettirmeden önce burada okul ve Mevlevihane varmış.  Yani halkın hizmetine açıkmış o yıllarda bu konum. Sarayın inşasıyla birlikte halk buradan yararlanamaz hale gelir.Ama halkı konumdan koparan sarayın ömrü çok uzun olmaz; Sultan Abdulmecid, selefinin yaptırdığı bu sarayı beğenmez ve yıktırır.O da yenisini göremeden ölür.Kardeşi miras sayar burayı Avrupa’dan borç harç bulup buluşturup tamamlar.Beşiktaş Spor Kulübü’nün stadyum sevdasına da kurban olan saray, şimdilerde üst düzey insanları ağırlayan,halktan mahrum soğuk bir halde.Diğer saraylarda olduğu gibi bahçesinde ağaçlar ile falan da göz kamaştırmıyor hani.. Sonra BeylerBeyi Sarayı ;Abdülaziz zamanından kalma özel bir saray burası da.. Ben burada inmeyi tercih ettim. Osmanlı'da atlara verilen önemi görmek isteyenler için önemli bir uğrak yeri.Ayrıca Barok Dönemi’nin izleri var.Her sarayda olduğu  gibi bölümleri vs. anlatırsam sıkılanlar olabilir ..Meraklıları gidip görmeli,yaşamalı..

 

Atlara olan merakıma gelince Nisan başında Adalar’a gittim. Büyükada sakinlerinden öğrendiğime göre; yalnızca Büyükada’da yılda 300 at ölüyormuş bakımsızlıktan..Oysa; adayı yaşanır ve özel kılan onların varlıkları. Ada denince akla gelen belki de ilk şeydir,fayton.. 

 

Rant kavgasından başka hiçbir şey değil derdimiz. Diyeceksin ki ekmek teknesi, eee böyle mi bakarsın sen ekmek teknene canım kardeşim? 

 

Anadolu ve Rumeli Hisarı sanki halen  anlatır gibi birbirlerine karşılıklı yıllar yıllar öncesini..Beni en çok mutlu eden yalıların arkasından,hisarlardan,saray bahçelerinden hallerinden memnun göklere yükselen ağaçlar oldu.Belli ki asrı devirmişleri var içlerinde,ama huzurlular ve huzur vermeye devam ediyorlar.. 

 

Deniz,o iki köprü arasındaki enfes yolculuk…Kelimelerin kıfayetsiz kaldığı, doyumsuz anları yaşamama vesile oldu. Bu keyifli anları yaşamayı her dileyene nasip etsin Allah.. Boğaz turunu tamamlamaya yakın şunlar geçti içimden…

 

Ben de yazımı sonlandırırken onlara yer vermek istedim.

 

Say ki sen bir şehirsin,deniz yüreğin, gelip gidenler dalga... Kimi gelir, kimi gider, kimi yapar,kimi yıkar.. Ama öyle de böyle de üstünden geçip gider.. Aşkları da sen beslersin koynunda, ihaneti de. Entrikaya da konu olursun, Mevlevihane'de bir derse de.. Kimine mest olursun o dalgaların, kimine pes dersin.. Sesin çıkmaz,sen hep içten içten inlersin.. Çünkü sen bir şehirsin.. Üstünde her dalgadan bir esinti.. Bak yıllar yıllar sonra.. Buram buram tarih kokmuşsun.. 

 

Buram buram tarih kokan bu şehirde o şehre layık siyaset gerek..Hakkını haklıya teslim etmek gerek.

 

Dilerim hak yerini bulur ,hepimizin yolu ve gönlü düşen bu Aziz şehir artık seçim ile geçim ile değil tarihi ile,kültürü ile ,sanatı ile,mimarisi ile anılır. Kutsal miraslarımızı nasıl aldık nasıl emanet vereceğiz sorusu ile gündemi meşgul eder. 

 

İstanbul seçmeni haydi yola selametle,Marmaris'in havası suyu denizi dönüşünüzü bekler lakin gitmeden dönülmüyor vesselâm....

 

Aşkınız Baki olsun..

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI