Epiktetos,daha önceki yazılarımda da belirttiğim, fikirlerini önemsediğim düşünürlerden.Ona bir gün birisi gelir ve "nerelisin? " diye sorar.Epiktetos -dünyalıyım- yanıtını verdiğinde çevredekiler güler. Gülmelerini olumlu karşıladığını belirten Epiktetos - sadece bir yere ait olduğumu belirtirsem diğer yerlere eksik kalırım.Bu da ben doğmadan önce de var olan dünya mirasını evlatlara eksik vermeme sebep olur.İnsan,sadece sahip olabileceklerini sahiplenmeli.- der. Ben de dünyayı sahiplenip -dünyadanım- demiyorum ama evet emanet verilene hıyanet etmeden yaşayacak/yaşatacak kadar -dünyalıyım- Bu yüzden nerede bir ağaç kesilse ruhum ayaklanıyor. Orada yaşayanlar ile orada yaşayacaklar için. 72.000 hektar alan 3 hafta içinde dünyada kül oldu. Ülkemizdeki yangınlar terör örgütü tarafından üstlendi diye bir iddia var ama ya Amazonlar? Muğla 'da yaşıyoruz ve ses çıkardığımızda yankısı şu an bu şehirde geliyor.O yüzden Çarşamba günü Düğerek Kahveler mevkiinde, Karabağlar 'da Enerji Bakanlığı ve MTA tarafından kömür arama çalışmaları kapsamında sondaj alanı kurulmasına karşı çıkanların seslerini duymaya, sözlerini dinlemeye gittik. Orada Milas'tan ve Yatağan 'dan gelen köylüler de vardı. Zeytinliklerinde kömür madeni için çalışmalar yapılmaya çalışıldığını,çalışıldığı diyorum zira köylü direniyor.Ancak buna rağmen ağaçların kesilip çevrenin zarar gördüğünü, aylardır direndiklerini, bunun için yerel yönetimin kapısını çaldıklarını fakat yanıt bulamadıklarından buraya kadar geldiklerini duyurdular. 5 yaşındaki torunum "ben kömür değil köyümü istiyorum "diyor diyerek geleceğimizin teminatları çocuklarının beklentilerini dilendirdiler. Muğla yerel yönetimi Karabağlar konusunda sayısı nadir görülen bir bütünlük içinde.Bunun için kendilerine her fırsatta teşekkür ediyoruz. Bu sayede şimdilik Karabağlar 'da sondaj çalışmaları durdu. Muğlalı kavramı, mikro milliyetçilik Muğla için önemli. Özellikle bir kesim yanlış giden bir uygulama ya da oluşum gördü mü "Muğlalı değil ya ondan" yakıştırmasını muhakkak yapıyor. Bu anlamda uzaklara gitmeden kendimden örnek vereyim doğma büyüme Ankaralıyım aile kökenimiz Kayseri. Fakat nerede yaşıyorsam emanetin büyüğü yaşadığım şehir. Oraya katkı sağlamak telaşı öncelik kazanıyor. Sevinç ve hüzünde o şehrin ortağıyım.Karabağlar için anlatacak bir çocukluk geçmişim yok, fakat yıllar sonra çocuğumun elini tutup geldiğimde -eskiden buralara yayla denirdi,kavunu, börülcesi bir de havası meşhurdu- demek yerine Bardakçı kavununu tatsın isterim.Tıpkı ODTÜ ormanlarını hep yeşil bulmak istediğim gibi.. Birlik olmak en büyük ihtiyacımız. "Onun fikri benimki ile bir değil, ben beyazım,o kara" demek çözümsüzlük ve kaosun elemanı ama asla çözümün değil. Yapılan konuşmalarda en güzeli Yatağanlı Tayyibe Demirel'e aitti konuşmasının sonunda "yorulduk yalnız kalmaktan,tek başımıza sesimizi duyurmaktan sesimize ses verin.Birlik olalım.Emanete sahip çıkalım.Gerisi kuru gürültü bunun için de çok yorgunuz" dedi. Halk, "yorgun savaşçı" yüreğimizde barış, elimizde suyla gitmeli ,sırtlarındaki yükü hafifletmeliyiz. Önce kendimiz ile sonra kentimizle barışmalıyız. Bu yazıda bile isteye sıfatları kullanmadım. Yatağanlı Tayyibe Demirel'in isteğini kendimce yerine getirmeye çalıştım. Bu yazının beyi ,hanımı yok.Bu yazının bir hayali var. Yazıda tek yürek olan Muğla ve şehrin sorunlarına kayıtsız kalmayan birlik içinde çözüm için çalışan yöneticileri var. Aşkınız baki olsun...