?>

Tuvalet fırçası deyip geçme!

2 yıl önce

Size de oluyor mu bilmiyorum bazen bugünü geçmişten dinlemek istiyorum. Gecelerin bu kadar uzaması, düşüncelerin ardının arkasını kovalamasının telaşı da bu meraktan. Zamanı ve insanı nehre benzeten alimlere birkaç sözüm var bu gece.. Bizim nehir, üretmemekten yorgun ,zaman da onu hayret ile izliyor; akrep  yelkovana ağzı açık bakarken öylece kalakalmış! Oysa, size göre insan duramazdı, zaman  durmaz her salise birbirini kovalardı. İnsan yerinde sayıyor, çağ atlamak için erinince zaman da ona ayak uyduruyor şimdilerde.. 

 

Siyasetin mesela olmazsa olmazları var değil mi? İktidar ne kadar elzem ise ,muhalefet  de o kadar gerekli. Fakat ;misyon unutulursa ,vizyon kaybedilirse ,tezat düşüncelere tahammül yok olursa,  bireysel menfaat ,toplumsal menfaati mat ederse? Tarihin sayfaları seçilerek yırtılır, yırtılmayan sayfaların bazıları tersten, bazıları düzden birilerine ezberletilirse? Nasıl doğru düşünürsün? Yanlış bilgin ile ne üretebilirsin? Üretsen kaç  gün, kime hizmet eder? Haydi hizmet etti diyelim ;kalitesi ne olur? 

 

Aydınlar, tarih sayfalarından yırtılıp atılanlardan ,yakılan geçmişten haberdar mı? Cemil Meriç’in işaret ettiği Sakson Köleleri  barınabiliyorsa bugün hala aramızda, zamanın nehir olup takvim sayfalarında Bilgelik Çağı’nda sayı atlıyor olmasının kime- ne faydası var? 

 

Zaman geçiyor. Ama biz  halen jeopolitik konumumuzun farkında değiliz. Olsaydık Hollanda’nın neden tarım ülkesi olduğunu, Japonya’nın niye teknolojiye  yöneldiğini, Araplar’ ın neden kimseye dost olamayacağını ,Ortadoğu’nun neden durmadan kaynadığını merak ederdik. Tüm bu merakın sonunda da bizim ülkemizin diğer dünya ülkelerine ne ifade ettiğini ve pastada ne olarak konumlanmamız gereğinin farkında olurduk! 

 

Dünya üzerinde su ve petrolün  başka hiçbir coğrafya üzerinde değil ama bizim ülkemiz ve civarında olduğunu bilirdik. Bu duruma göre politika üretmeyi öğrenirdik. 

 

Yurt dışına bizi temsil etmesi için gönderdiğimiz adamları daha iyi eğitir. Sorun yaratan değil, kriz yönetenleri baş tacı ederdik!

 

Son yaşanan gelişmeler gösterdi ki; kapıya dayanan savaş dahi olsa, evde eşler arası kavga büyük! Tamamen duygusal sebeplerden ileri gelen bu tartışma, ne senin ile ne sensiz boyutunda, ama boşanamıyorlar da! Duygusallığın ağır bastığı her ruh durumu gibi abartı ve saçma. Ama taraflar şu an bunu anlayacak halde değil. Neler yazıyorlar bize satırlarca , nasıl da boş atıp dolu tutuyorlar hep? 

 

Farkında mısınız ? Nehre benzetilen insandan da zamandan da haber yok! Günler bu kadar aynı ,haberler birbirinin tekrarı iken hangi bendi kırıp atıyor zaman ki; geçtiğini anlayalım? 

 

Ya da insanın ayak sesleri duyuluyor mu sahi sizin oradan? 

 

Son günlerde yaşanan İzlanda olayı mesela nedir Allah aşkına? 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri'nde H Grubu'ndaki 4. maç için İzlanda'ya giden Milli Takım, İzlanda'da havalimanında 3 saat bekletildiklerini, üstlerinin arandığını iddia etmiş, olayla ilgili konuşan futbolculardan Emre Belözoğlu’na da “tuvalet fırçası” uzatıldığı ileri sürülmüştü. Ancak gerçekte elinde bulaşık fırçası olan fırçayı uzatan kişi, hakaret kastının olmadığını, sadece basın açıklamasını dinlemek istediğini belirtti.

Resmi açıklamada da futbolcuların bekletilme süresinin çıkış havalimanının Konya olmasından kaynaklandığı, sürenin de 3 saat olmadığı anlaşıldı. Ancak Türkiye yine de ülkeye nota verdi.Hatta Cumhurbaşkanı devreye girdi.

 

Burak Yılmaz'ın abartılı ifadeleri muhabirlerce doğru kabul edilip sosyalinden görseline kadar tüm medyada araştırılması yapılmadan kabul edildi.Yetkililere yapılan yanlış bilgilendirme sonucu da eskilerin tabiri ile "aldı ele gitti yola".Yazık oldu...

 

Şehitlere sustuk, İzlanda 'nın 350 yıl öncesini konuştuk. Doğu Akdeniz'de olanları izliyoruz fakat futbol dedi mi biri ? kimliğimizi unutuyoruz muhabir -miş- haberci -miş - boşver, tepeden tırnağa fanatik olup çıkıyoruz.Mantıksız davranıyoruz!

 

Yazık ediyoruz, enerjimizi boşa sarf ediyoruz.

 

Sakson kölelerinize bir çare düşünün bakem gari !

 

Aşkınız Baki olsun...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI